Kitap fuarında kısmetime düşen kitap…

Geçen hafta, hesapta olmayan, çok kısa bir Ankara ziyaretim oldu. Ziyaretimin kısa olmasına rağmen değerli dostum Murat Çoban’ın ısrarlı daveti üzerine, bu yıl onikincisi gerçekleştirilen Ankara Kitap Fuarını da ziyaret ettim. Açılış gününün son saatlerine denk gelen fuar ziyaretimde değerli dostlarımla da görüşme fırsatı buldum. ATO Congresium’da düzenlenen Ankara Kitap Fuarı’na 300’ü aşkın yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılmış. Fuarda, on gün süresince söyleşi, panel, şiir dinletileri ve çocuk aktiviteleriyle birlikte 1000’den fazla etkinlik gerçekleştiriliyor. Maşallah, kitap dostları cıvıl cıvıl, arı gibi meşguller kitaplar arasında. Bunu bile seyretmek insanı heyecanlandırıyor.

Fuar alanına girer girmez TİMAŞ Yayınları standında değerli ağabey Ahmet Kot ile karşılaştık. Daha sonra, çay içmek üzere geçtiğimiz Hatay künefesi standında bize değerli dostlarım Murat Çoban ve Ercan Şen ağabey ile araştırmacı yazar Fatma Gülşen Koçak hanımefendi eşlik ettiler. Zahir de çok kısa olan bu çay sohbetinde Amerika, Avrupa, Kuzey Kıbrıs ve tabiiki Şeyh Nazım efendi hazretleri olmak üzere derin bir tasavvuf iletişimi oldu. Özellikle yazar Fatma Gülşen Koçak hanımefendinin Amerika ve Kuzey Kıbrıs hatıraları ve tasavvufi tecrübelerini derin bir heyecanla dinledik. İnsanlar arasında muhabbetin oluşması için illa yıllardır tanışmalarına gerek olmadığını bir kez daha gördük…

Fuardan ayrılırken değerli ağabey Ahmet Kot, TİMAŞ Yayınları standından bize kitaplar hediye etti. Benim kısmetime ‘Amerika’da Bir Türk -Şeyh Tosun’un Hatıratı-‘ ve ‘SUFİ Psikolojisi’ kitapları düştü. Tosun Bekir Bayraktaroğlu’nun yazdığı ve Türkiye Yazarlar Birliği 2012 hatırat ödülü kazanan ‘Amerika’da Bir Türk’ kitabını Ankara-Konya tren yolculuğunda okumaya başladım. Heyecan verici ve akıcı bir üslupla karşı karşıyasınız. Yazarın hayat hikayesini, ama öyle bir hayat hikayesi ki, zira hayatında dönem dönem farklı kimlikler var, anlatan bu kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Bu kısa yorumda, o nefis kitap nasıl özetlenir bilemiyorum. Ancak, siz değerli dostlarıma üç beş cümleyle de olsa, kitabın etrafında dolaşarak dikkatlerinize sunma denemesine cesaret edeceğim.

Kitap, Türkiye’nin ilk kültür bakanı, tanınmış şair, yazar, çevirmen, akademisyen ve diplomat Prof. Dr. Talat Halman’ın takdim yazısıyla başlıyor. Aynı zamanda Tosun Bayrak’ın yani kitabın yazarının eski dostu olan Talat Halman ‘Hidayete Açılan Bayrak’ başlıklı yazısında tüm kitabı sanki özetlemiş. Halman şöyle diyor: “Şeyh Tosun Bayraktaroğlu’nun hayat hikayesini bir kaç cümleyle özetlemek gerçekten çok zor. Robert Kolej’de geçen gençlik yıllarında sosyalist; Batı’da geçen sanat dolu döneminde bohem ve anarşist; Fas’ta geçen ticaret döneminde zengin ve aristokrat; İstanbul’daki Cerrahi tekkesindeyken derviş; New York yıllarında ise şeyh.”

Talat Halman elimizdeki kitabın sadece bir şahsın biyografi kitabı olmadığını aynı zamanda Cumhuriyet dönemini de anlattığını, o dönemle ilgili okuyucuya bir fikir verdiğini söylüyor. Bu konuda Talat Halman şu değerlendirmeyi yapıyor: “Cumhuriyet elitlerinden sayılabilecek bir ailede yetişen, Londra’daki gençlik yıllarında Bülent ve Rahşan Ecevit, Can Yücel, Ali Neyzi gibi gençlerle aynı evi paylaşan Tosun Bekir Bayrakoğlu’nun, sonrasında mistisizm ve Gürciyefçi öğretiden geçen yolu nihayet tasavvufa ulaşıyor, onu önce derviş sonrasında şeyh yapıyor.”

Evet. Elimizde ‘Amerika’da Bir Türk’ kitabı farklı kimlikler ve kültürler içerisinde bir hayat geçiren ve sürekli bir tekamül halinde olan bir yazarın hayat hikayesi. Anadolu’dan Avrupa’ya, Avrrupa’dan tekrar Anadolu’ya akan, dönen, yüzleşen bir yazarın biyografisi. Belki birbiriyle, taban tabana zıt olan çevrelerle ilişkilerin kurulması becerisi dikkat çekiyor. , Bana bu hikaye adeta Seyit Ahmet Arvasi hazretlerinin ‘Kendini Arayan İnsan’ başlıklı eserini hatırlatıyor. Varoluşun sırrını arayan insan…

Kitabın yazarı ve kahramanı Tosun Bekir Bayraktaroğlu ile yirminci yüzyılın sonlarına doğru farklı kültürlerden insanlarla birarada yaşama kaderini paylaşanların ortak özellikleri var. Daha doğrusu, yazar ve hikayesi Avrupalı Türkler için bulunmaz bir örnektir. Özellikle değişik kültürlerden insanlarla ilişkiler tecrübesi çok önemli. O zaman, bu kitap, hasseten yeni bir gelecek vizyonu oluşturmanın sancısını çekenler için mutlaka okunması gerekiyor. Hatta okumayla sınırlı kalmayıp anlatılması da bir zaruret arzediyor. Örneğin ‘Amerika’da Bir Türk -Şeyh Tosun’un Hatıratı-‘ Amsterdam Biyografi Okumalarında ivedilikle ele alınmalıdır.

Veyis GÜNGÖR
21 Şubat 2018

Scroll naar boven
Scroll naar top