İkinci Avrupa Türk Dil Kongresi ne zaman toplanacak?

Geçen hafta, Köln’de yapılan bir Türkçe toplantısında, ‘Birinci Avrupa Türk Dil Kongresi’nin 2005 yılında Frankfurt’da gerçekleştirildiǧini öǧrendim. Alman Türk Yazarlar Birliǧi Başkanı Muhmut Aşkar’ın konuşmasında dikkat çektiǧi Kongre ilgimi çekti. Mahmut Aşkar, konumuz 2005 yılında Frankfurt’da yapılan Türk Dil Kongresi olmadıǧı için oldukca üzerinde fazla durmadı. Oysa Avrupa’da bir Tük Dil Kongresi bizim için hayat memat meselesiydi.
Konuşma esnasında aldıǧım üç not bana yeterli oldu. Birincisi, Kongreye o günkü Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Akalın’ın konuşmacı olarak katılmasıydı. İkincisi de aynı gazetede “Enpolitik.com” yazdıǧımız deǧerli şair ve münevver Yavuz Bülent Bakiler’in de Kongre’de yer almasıydı. Üçüncüsü de deǧerli dostum, o yıllarda Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın danışmanı ve şimdi YTB Başkan Yardımcısı Dr. Sayid Yusuf’un da Kongreye iştirak etmesiydi. Bir de, deǧerli edebiyatçı Hasan Kayıhan’ın da Frankfurt’daki Kongreye katıldıǧını öǧrenmiş oldum.
Arşivdeki aramalarım sonucunda Kongrenin 8 Mayıs 2005 tarihinde yapılacaǧına dair bir ön duyuru ile karşılaştım. Duyuruda Almanya’nın Frankfurt kentinde ‘Birinci Avrupa Türk Dil Kongresi’nin Avrupa Türkleri Birliǧi (ATB) tarafından düzenlendiǧi yer almaktaydı. Ayrıca, Kongre ile ilgili “Turkpartner ” gazetesinde Hasan Kayıhan’ın zehir zemberek bir yazısıyla karşılaştım. Çok açık ve net bir şekilde Kayıhan’ın Kongreden hiç te memnun olmadıǧı anlaşılıyor.
Hasan Kayıhan’ın Frankfurt’da yapılan Birinci Avrupa Türk Dil Kongresi ile ilgili uzun yazısından bir bölüm şöyle: “Geçenlerde Frankfurt’ta düzenlenen Avrupa I. Türk Dili Kongresi’nden gece yarısı eve dönerken çok öfkeliydim; ancak bizim Kalas Memedga’ya özenip gün boyunca öyle bağırmış, öyle bağırmıştım ki, gırtlağımda öfkemi dışarıya vurabilecek değil ses, nefes bile kalmamıştı. Ha, sakın yanlış anlaşılmasın; öfkem, ne Avrupa I. Türk Dili Kongresi düzenleyen ETU (En-Türk-Uluları diye mi okunuyor acaba ?) isimli dünyaca meşhur kuruluşa ne de Türk Dili Kurultayı’nda Türkçe’den başka her dili konuşan “speaker’lereydi; öfkem, Avrupa I. Türk Dili Kongresi var diye gece yarısı kalkıp yollara düşen, ancak yeterince “-Amiin!..” diye bağıramadıkları için orada Türkçe’den başka her dilin konuşulmasına sebep olan Türk milletineydi. Oysa her şey ne güzel başlamıştı!”
Edebiyatçı Kayıhan hem organize eden kurumdan hem bizatihi organizenin içeriǧinden bizar.
Bunun dışında, ne 2005 yılında Frankfurt’da yapılan Türk Dil Kongresi ile ilgili ne de Kongreyi organize eden Avrupa Türkleri Birliǧi ile ilgili fazla bir bilgiye ulaşamadım. Kongrede kimler konuştu? Hangi konular ele alındı? Geleceǧe dönük hangi kararlara imza atıldı bilmiyoruz.
Bu ve benzeri organizasyonlardan ortaya çıkan ortak bir mesele, Avrupalı Türklerin sürdürülebilir projeler yerine, günü birlik ya da kısa vadeli projelere meyilli olmalarıdır. Tam da bu noktada bir başka mesele de hiç şüphesiz toplum olarak kurumsal hafızaya pek fazla deǧer vermememizdir. Özellikle kurumlarımızda, yeni gelenler bir öncekilerin yaptıklarını karartmakta öyle mahirler ki, kelimenin tam anlamıyla, pes doǧrusu.
Avrupa Türk Dil Kongresine geri dönelim. Hafta içinde ATIB, Avrupa Türk İslam Birliǧi Genel Sekreteri Nurdoǧan Aktaş ile telefonda bir konuyu iştişare ettik. Aynı anda, birincisi 2005 yılında Frankfurt’da yapılan ve devamı gelmeyen ‘Avrupa Türk Dil Kongresi’nin devam ettirilmesini de tartıştık. Bu işin bir gönül işi olduǧunu, ancak ve ancak bu meseleye Avrupa Türklerinin geleceǧine yönelik derdi olanların Türkçe meselesine de eǧilmeleriyle yol alınılabileceǧi kanaatimizi yeniledik.
Peki ne yapılmalı? Nasıl yapılmalı? Soruları da soruldu.
Ortak cevap, ivedilikle, Avrupa Türk Dil Kongresinin yeniden ama Avrupa’nın başkenti Brüksel’de toplanması yönünde bir kanaat oluştu. Başta Avrupa Türk İslam Birliǧi olmak üzere, Avrupa’da Türkçe için sorumluluk hisseden tüm kurum, kuruluş ve kişilerin harekete geçerek, sözkonu Kongreyi toplamaları gerekmektedir. Başta, Alman Türk Yazarlar Birliǧi Başkanı Mahmut Aşkar bey olmak üzere, Avrupa’da Türkçe yazan, düşünen, rüya gören ve derdi olanları Kongrenin organize edilmesine davet ediyoruz. Unutmamamız gereken bir gerçek: her türlü şikayeti bir tarafa bırakıp, Avrupa Türk Toplumu olarak kendi ayaklarımız üzerinde durmayı öǧrenmemiz gerekmektedir.
En kısa zamanda, İkinci Avrupa Türk Dil Kongresi tarihini duymak ve o tarihte Brüksel’de buluşmak dileǧiyle.
Veyis Güngör
10 Mart 2019

Scroll naar boven
Scroll naar top