Türkiye uzmanları ve Hollanda karar vericilerinin Türk toplumuna bakışı…

Türkiye’de 15 Temmuz akşamı kalkışılan kanlı darbe ve sonuçları, Avrupa’nın bir çok ülkesinde olduğu gibi Hollanda’da da konuşulmaya devam ediyor. Hollanda’da sadece Türkler değil, aynı zamanda her hangi bir şekilde Türkiye’ye aidiyet duyan grupların da aylardır gündemi söz konusu hain darbe ve beraberinde getirdikleri. Bunun yanı sıra Hollanda medyası da aylardır tek taraflı diyebileceğimiz, acımasız haber ve yorumları yayınlamaya devam ediyor. Arada sırada tek tük, ne oluyor,  FETO hareketi nedir, Erdoğan’a yapılan haksızlıktır gibi haberler yayınlansa da, hakim görüş şimdilik anti Türkiye ve anti Erdoğan algısının devam ettirilmesidir. Ayrıca Hollanda Temsilciler Meclisinde geçtiğimiz günlerde üst üste Türkiye’nin ve haliyle Hollanda Türklerinin gündeme gelmesi, artık bu alanda yeni süreçlerin başlamasını da beraberinde getirdi. Bunlardan birisi geçen hafta Hollanda parlamentosunda gerçekleşen ‘Türkiye uzmanlarının dinlenmesi’ydi.

Hollanda parlamentosunun Türkiye uzmanlarını dinleyeceği haberleri ve hassaten uzman listesinin medyada paylaşılmasıyla yeni bir tartışma yaşandı. Bu isimler uzman olabilir mi sorusuna çeşitli çevreler farklı cevaplar verdiler. Bu tür gelişmelerde aynı tartışmalar yaşanır. Bildik tepkiler işte… Peki uzmanlar listesinde kimler vardı? Hakikaten tartışmaya değer miydi? Listede hepimizin yakından –bugüne kadar- kendi ifadesiyle eğitim uzmanı olan Zeki Arslan, bazılarımızın iyi tanıdığı, -Stella Braam ile ortaklaşa yazdığı kitapta ülkücüleri hedef alan- her haliyle taraflı Mehmet Ülger, az kişinin tanıdığı sosyolog ve araştırmacı –yıllarca eski adı IPP olan ProDemos’da çalışmış  Ahmet Talan, devamla ismi son zamanlarda Türk basınında olumsuz olarak sık duyulan yakın tarih Türkiye uzmanı Eric Jan Zürcher, fazla tanımadığımız Elise Steilberg, kapanan Türkiye Enstitüsü eski müdürü Lily Sprangers ve zaman zaman Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili olumlu ve tarafsız yazılarını okuduğumuz Belçika Gent Üniversitesinden Dries Lesage.

Gerçekten bu isimlerin, Türkiye uzmanı olup olmadıkları ayrı bir tartışma konusu. Zaten bu tür ortamlarda listelerin hazırlanmasına etki edemediğimiz için, uzmanları tartışsak ne olacak ki? Alışmadık mı?.. Ancak, özellikle son üç kişinin yani Elise Steilberg, Lily Sprangers ve Dries Lesage’nin geçen hafta yapılan yuvarlak masa uzmanlar toplantısı için hazırladıkları metinlerin ciddi bir şekilde incelenmesi, analiz edilmesi ve tabii ki tartışılması gerektiğini naçizane önermekteyim. Örneğin, Steilberg ve Sprangers Hollanda’daki Türk sivil toplum kuruluşlarının varlığı ve işlevi ile ilgili kan dondurucu değerlendirmelerde bulunuyorlar. Adeta Türk kuruluşlarının varlığının bir sorun olduğu, toplumu temsil etmedikleri gibi bir ima ortaya atılmaktadır. Diğer taraftan Belçikalı uzman Dries Lasega ise, Hollanda’nın çifte standardı bırakması gerektiğine dikkat çekerek, ‘ne yapılırsa yapılsın Türkler, genç Türkler de dahil, Türkiye ile duygusal bağlarını muhafaza edeceklerdir. Bunun kabul edilerek, olumlu yaklaşılması, Hollanda Türk toplumunun kazanımlarının her iki ülke için bir zenginlik olduğu, iki ülke arasındaki kültür, ticaret, yatırım ve bilimsel ilişkilere olumlu etkiler yapacağı üzerinde durulmalıdır’ diyor. Hazırlanan metinler bakanlığın web sitesinden temin edilebilir.

Hollanda parlamentosu, işte bu ve benzeri görüş beyan eden Türkiye uzmanlarından sonra, bugün –sizler bu satırları okurken- Türk(iye) sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapacaklar. Bakanlığın web sitesinden okuduğumuza göre davet edilen kuruluşlar, Türkiye’de yaşananların Hollanda’ya yansıması başta olmak üzere temsil ettikleri kuruluşların Hollanda’daki rahatsızlıklar, Türkiye ile olan ilişkiler ve müdahaleler üzerine görüş alışverişinde bulunacaklar. Her kuruluş bu konularda neler düşündüğünü yazmış. Okudum. Konuşmalardan neler çıkacak bekleyip göreceğiz…

Bizim. Hollanda Türk toplumu olarak, geçen hafta gerçekleştirilen Türkiye uzmanları yuvarlak masa görüşmelerinde ortaya çıkan tespit, eleştiri ve önerilerden çıkaracağımız ev ödevleri olması gerekir. Uzmanlar yuvarlak masa toplantısını toplumumuz için bir fırsata çevirebilme şansına sahibiz. Öncelikle değerlendirmelerini, bizimle ilgili görüşlerini analitik olarak okuyalım. Anlayalım. Tenkitlerinde haklı taraflarının olup olmadığını ortaya çıkaralım. Bunları toplumumuzun Hollanda’da daha iyi bir konuma gelmesi için kullanalım. Bunları yapmak için her uzmanın yazdığı değerlendirmeyi düşünerek okumalıyız.
Diğer taraftan da davet edilen STK profillerinden Hollanda karar vericilerinin Türk toplumuna nasıl baktıklarını iyi okumalıyız. Hollanda hükümetinin görüşme sıralamasına bakalım. Bize nasıl baktıkları o listede gizli. Sabah programı: Zaman Vadaag/Fethullacılar, Alevi Dernekleri Federasyonu, Kürdistan Toplulukları Konseyi, Türk Solu, Ermeni Federasyonu… Öğle paydosu ve sonraki program: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Danışma Kurulu, Rotterdam İslam Üniversitesi, Milli Görüş, Süleymancılar, Türk Federasyon, Hollanda Diyanet Vakfı ve gençlik teşkilatı TNT.
Bu liste, karar vericilerin bize nasıl baktıkları değil aynı zamanda, önümüzdeki dönemde hangi sorunlar ve meselelerle karşı karşıya olduğumuzu da söylemektedir.
Haydi bakalım. O sorunları okuyabilecek miyiz? Ve öyle gözüküyor ki, artık, nefislerimizden, kalplerimize ve aklımıza yönelme zamanı. Artık farklı çalışacağız. Öyle diyor uzmanlar ve karar vericiler. Kolay olmayacak. Ancak inanırsak, başarırız.

Veyis GÜNGÖR / 10 Ekim 2016

 

Scroll naar boven
Scroll naar top