Kümbet, Yıldızeli, Sivas ve Amsterdam: bir aidiyet örneği

Amsterdam’da etkin olan Türk kuruluşlarından birisi hiç şüphesiz Kümbet Vakfı’dır. Geçtiğimiz yıllarda, bu köşede de yer verilen faaliyetlerinden birisi, her yılın sonunda organize ettikleri “Sıra Gecesi”dir. Farklı bölümleriyle (kantin, mescit, okul, toplantı ve sohbet salonları, berber salonu, şark odası) bir Osmanlı Külliyesini andıran Vakfın, önemli faaliyetlerinden birisi de “gençlik” ve hasseten “Fihri Genç Kızlar” organizasyonudur.

Kümbet, Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı olan bir köydür. 2022 verilerine göre, yaklaşık 5.000 nüfusu vardır.  Bu nüfusun yaklaşık 1000’ni köyde yaşarken, 3.000’i ise Hollanda’da yaşamaktadır. Diğer 1.000 kisi ise Türkiye’nin ve Avrupa’nın çeşitli bölgelerine dağılmıştır.
Hollanda’ya göç eden Kümbetliler 1999 yılında, kendi aralarındaki bağların güçlenmesi ve devam ettirlmesi için Kumbet Vakfı’nı kurmuşlar. 2016 yılında da Vakfın bünyesinde “Fihri Genç Kızlar” teşkilatı kurulmuştur.

“Fihri Genç Kızlar” teşkilatının amacı, çeşitli eğitim, kütürel ve sosyal faaliyetlerle donanımlı, gelişmiş, aydın ve topluma faydalı bireylerin yetişmesine zemin hazırlamaktır. Üyelerine akademik beceriler kazandırarak, bağımsız olmalarını sağlamak ve analitik bir düşünce metodunu geliştirmeyi hedefleyen “Fihri Genç Kızlar” teşkilatı, Hollanda ve Türk kültür değerleri arasında bir ahenk sağlamayı önceliyor.

Peki, bir çoğu Amsterdam doğumlu üçüncü nesil bu Kümbetli kızların kurduğu teşkilatın adı “Fihri” nereden geliyor?

Gençler bu sorunun cevabını şu şekilde veriyorlar: “Kuruluşumuzun adı, ‘Fihri’ dünya’nın ilk üniversitesini kuran ve üniversitede dini ilimlerin yanı sıra, diğer ilimlerin de tahsil edilebilmesini sağlayan, Müslüman kadın Fatıma el Fihri’den gelmektedir.”
Fatma El-Fihri, dünyayı değiştiren sıra dışı bir Müslüman kadın olarak biliniyor. El Fihri, dokuzuncu yüzyılın ortalarında, babasından kalan miras ile, Kuzey Afrika’nın en büyük camilerinden Karaviyyîn Camisini yaptırdı. Cami önce eğitim merkezi, sonra da tam teşekküllü bir üniversiteye dönüştü. Üniversite, öğrencilerine diploma verdi. Fatıma el Fihri’nin kurduğu bu üniversiteden, Müslüman tarihçi ve sosyolog İbn Haldun, Yahudi filozof Musa bin Meymun, Endülüslü kâşif ve diplomat Afrikalı Leo gibi tarihe adını yazdıran önemli kişilerin mezun oldukları biliniyor.

İşte, ismini böyle tarihin akışına yön veren bir üniversite kurucusundan alan Kümbet Vakfı Fihri Genç Kızlar Teşkilatı, Ramazan’dan yaklaşık bir ay önce, hazırladıkları bir kitabın okunması için bana geldiler. Seve seve okumaya başladığım birbirinden farklı yazılar, “Kümbet Kitap Projesi” adını taşıyordu.
Gençler projeyi, kendilerine ebeveynlerinden miras kalan Anadolu kültürünü, Amsterdam’daki yaşamlarının bir parçası olarak benimseyip, bu kültür değerlerinin gelecek nesillere aktarılması için böyle anlamlı bir çalışma başlatmışlardı.

İki yıl süren bir çalışma neticesinde, bazı bölümlerdeki Türkçe ifadeler düzeltilse de, Kümbet köyünün tarihi, coğrafi konumu, köydeki günlük yaşam, inançları, adetleri, gelenekleri, düğünleri, türküleri, oyunları, yemekleri, ekonomisi, köyün kalkınması, kadınların konumu, köyde kullanılan kelimeler, kıyafetler, köyün mimarisi, köyde söylenen şiirler gibi bir çok konunun ele alındığı ve adeta tarihe not düşecek bir eser ortaya çıkmış. Kitapta, Amsterdam’daki Kümbetlilerin göç tarihi ve sosyolojisi de ele alınmış. Nesiller arasındaki farklılıklar, özellikle kadınların aile ve toplum içindeki konumlarının değişimi, ustalıkla ifade edilmiş.

Amsterdamlı ve Kümbetli gençler, Türkiye’nin farklı yerlerinden Amsterdam’a, Avrupa’ya gelen diğer gençlere adeta, “büyüklerimizin ebedi aleme göç etmeleriyle, kaybetmeye başladığımız bilgileri ve tecrübeleri, kalıcı olarak kayıt altına alarak, değerlerimizi koruma altına alalım” çağırısını yapmaktalar.

İkinci ve üçüncü nesil Amsterdamlı-Kümbetli gençlerin, (ki bazı yazıların Türkçesinden, Hollanda doğumlu genç kızlar tarafından yazıldığını anlıyorum)  böyle özel bir girişimle, kendi kökleri hakkında ve ebeveynlerinin geldikleri köy hakkında, kültürel antropolojik bir kitap derlemeye teşebbüs etmeleri takdire şayan bir girişimdir. Örnek ve alkışlanacak, cesaretli bir çalışmadır.
Her ne kadar, kitap amatör bir yazarlık ruhuyla hazırlansa da, tarihe not düşme adına, Hollanda’daki Kümbetlilerin gelecek nesillerine, kültürel değerlerin, geleneklerin, inançların, yaşam biçiminin aktarılması açısından örnek bir davranıştır.
Kadınlar bölümü kanaatimce, hem Kümbetliler hem de Hollanda ve Avrupa’daki Türk toplumunda, kadının konumunun değişimini ortaya koyması adına çok daha önemlidir. İlk yıllarda ekmek almak için bile, mahalledeki fırına gitmeye cesareti olmayan kadınların, üç nesil sonra, tarihte ilk üniversiteyi kuran El Fihri’den ilham alarak, Fihri Genç Kızlar Teşkilatı kurmaları takdire şayan bir sosyolojik gelişmedir. İçinde yaşanılan sosyal şartlar kadınların toplumdaki rolünü de değiştirmektedir. Kitaptaki kadın yazısı, bir yerde, Hz. Ali Efendimizin “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin” ifadesinin tezahürüdür.

Amsterdam’da yaklaşık elli bine yakın Türk vatandaşı yaşamaktadır. Vatandaşlarımızın bir çoğu, Amsterdam’a göç etmeden önce, Kümbet köyünün nerede olduğunu bilmezdi. Bu, dünyada ilk üniversiteyi kuran Müslüman kadın Fatıma el Fihri için de geçerlidir. Oysa, Amsterdam’da yaşayan 2.500’den fazla Kümbetli ve onların çocukları, ortaya koymuş oldukları bu mütevazi çalışmayla, mükemmel bir aidiyet örneği sergilemişler ve Avrupa’da yaşayan altı milyon Türk vatandaşına da, mirasın gelecek nesillere aktarılmasında öncülük etmişlerdir. Amsterdamlı – Kümbetli genç kızları tebrik ederim.

Veyis Güngör
26 Nisan 2023

Scroll naar boven
Scroll naar top