Avrupa’ya
Türk göçünün 60’ıncı yılında, artık görülebilir hale gelen Batı Avrupa Türk
Edebiyatı, önemli bir aktörünü kaybetti. Avrupa’da oluşan, sözlü, hatta yazılı
Türk edebiyatının ve elbette aşıklık geleneğinin güzide temsilcisi artık
aramızda yok.
Yunus misali, yazdığı şiirlerle, bestelediği marşlar ve türkülerle Avrupa
Türklerinin gönüllerinde farklı bir yer edinen, Ozan Yusuf Polatoğlu, üç gün
önce, ebedi aleme göç etti. Yakalandığı hastalığa karşı, dört hafta yoğun
mücadele verdi. Sonrasında geçirdiği kalp krizi Polatoğlu’nu aramızdan aldı
götürdü.
Avrupa Türkleri edebiyatı, şiiri, ozanlık geleneği artık öksüz. Yeri doldurulamaz. Vuslat, her ne kadar yeni bir başlangıç olsada, ölüm, insanın içini yakıyor çoğu zaman. Halbuki ölüm bizim için bir yok oluş değildir. “O’ndan gelen O’na döner” yani bize göre Zahirde ölen, Batınında O’na geri döner, aslına kavuşur. Buna rağmen insan, üzüntüye gark oluyor, her ne hikmetse. Oysa Yunus da : “Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez” diyor.
Ozan
Yusuf Polatoğlu’nun aramızdan ayrılmasıyle birlikte bir çok dost, duygularını,
düşüncelerini ve hatıralarını dile getiren ifadeler yazdılar. Bundan sonra da
yazanlar olacaktır elbette…
Bu çerçevede, naçizane, ben de Ozan’ımızla ilgili bir iki hatıramı kısaca ifade
etmek isterim.
Her ne kadar, Ozan Yusuf Polatoğlu’nu Avrupa’ya ayak bastığım ilk yıldan beri tanısam da, onunla yakın tanışmam 1991 yılına tekabül eder. Bu yıla kadar, Türk Federasyon ve Avrupa Türk İslam Birliği ATIB’in kurultaylarında, kültür ve şiir şölenlerinde rahmetli Ozan Arif başta olmak üzere, Hilmi Şahballı ve dostum Ahmet Baydaroğlu ile birlikte Ozan Yusuf’u da çok kez dinlemiştim.
1991 yılının aralık ayıydı. Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı olarak, “Batı Avrupa Türk Edebiyatı” forumu düzenlemiştik. Foruma, konuşmacı olarak Almanya’dan şair ve sosyolog Kadri Akkaya ve Ozan Yusuf Polatoğlu, İngiltere’den şair ve yazar Osman Türkay ve Mustafa Köker de misafir olarak katılmışlardı. Ozan Yusuf Polatoğlu, forumda “Avrupa’daki Sözlü Edebiyatımız” başlıklı bir konuşma yapmıştı. Forum davetiyesinin en arka sayfasında, Polatoğlu’nun “Kollege” isimli şiiri yer almıştı. Böylelikle, Türkçe literatürde ilk defa “Batı Avrupa Türk Edebiyatı” Türk Kültürü Dergisi’nin, 33’üncü sayısında bir makale olarak yayınlandı. Makale, bir çok bilimsel makale ve tez çalışmalarında, Avrupa’daki Türk edebiyatı adına referans olarak yer aldı.
Sonraki
yıllarda, Ozan Yusuf Polatoğlu’nun şiirleriyle ilgili kaç yazı yazdım
hatırlamıyorum. Çünkü Ozan Yusuf, şiirlerinde Allah, insan ve dünya ilişkileri
yanısıra, Avrupa Türklerinin sosjolojisi yani gelişim ve değişimlerini,
Avrupalılarla ilişkilerini anlatmaktaydı.
O’nun bir çok şiirini farklı dergiler ve gazetelerde sosyolojik olarak yorumlamaya
gayret ettim.
Örneğin, 2020 yılının mayıs ayında yayınladığım bir yazının başlığı şöyleydi: “Ozan Yusuf Polatoǧlu’nun gönül dilinden, korona”.
Yazıdan kısa bir bölüm şu şekildeydi:
…Polatoǧlu, öncelikle bir çok bilim insanı ve
devlet adamının cevabını aradıǧı, korona felaketinin sebeplerini sorguluyor
şiirinin ilk mısralarında. ‘Nerden nasıl geldin anlaşılmadın’ cümlesiyle
başlayıp,
“Çok yaman bir darbe vurdun korona,
zerreyken dağ oldun aşılamadın.
İnsana ders mi, nasihat mı yoksa bir ibret için müsibet misin?” diyor
korona virüsüne Polatoǧlu.
İnsanların büyük bir korku içinde olduklarına dikkat çeken Polatoǧlu, adeta bir bilinmezin ve devamında ne olacaǧının konuşulduǧunu söylüyor şiirinde. Camilerin boş, dostların sohbetsiz ve selamsız, okulların ise kitapsız ve kalemsiz kaldıǧına dikkat çekerek, bu olumsuz sürecin bir an önce bitmesini istiyor Ozan.
…Ticaret savaşları ile küreselcilerin, ilaç ve aşı
şirketlerinin, insanlıǧı esir almak, kontrol etmek ve tek tip insan yetiştirmek
isteyen görünmez güçlerin büyük bir hata içinde olduklarına da dikkat çekiyor
Polatoǧlu. Yeni savaş tiplerinin sahneye sokulmak istendiǧini ve korona’dan
sonra yeni dalgalanmaların geleceǧine şu cümlelerle vurgu yapıyor Ozan:
Derin güçler vahim hata işliyor
Karanlık odaklar neler düşlüyor
Virus savaşları çağı başlıyor
İlk işareti sen verdin Korona…
Evet,
Ozan Yusuf Polatoğlu, geçen yıl mayıs ayında yazdığı bu şiirinde ele aldığı
korona virüsünün kendisine musallat olacağını bilmiyordu. Ancak, Ozan Yusuf her
şeye hazır olduğunu “Ey Gönül” şiirindeki şu cümleleriyle ifade ediyordu:
“Ha bugün, ha yarın tükenir ömür, Karar kıl,
şu âlem fânî, ey gönül!..,
Budur dünyadaki en güzel umur, İncitme cânânı, canı, ey gönül!..’’
Ozan Yusuf Polatoğlu ile, en son, Avrupalı Türklerin televizyonu Kanal
Avrupa’da yapılan “12 Eylül Askeri
Darbesinin Yıldönümü ve Avrupa Ülkücüleri” programında birlikte olmuştuk. Gazeteci yazar Muhsin Ceylan’ın sunduǧu
ATEŞ ÇEMBERİ’inde, Ülkü Ocakları ve Türk Federasyon eski Genel Başkanı Ali
Batman, Türk Federasyon eski Genel Başkanı ve ATIB kurucu Genel Başkanı Musa
Serdar Çelebi, Türk Federasyon eski Genel Başkanı Mehmet Erdoǧan, Sanatçı Ozan
Yusuf Polatoǧlu, gazeteci Hüseyin Dönmez, yazar Hidayet Kayaalp ve Hollanda
Türkevi Başkanı olarak naçizane şahsım yer almıştık.
Sosyal medya
üzerinden, bir grup dostla birlikte yaptığımız istişare toplantılarını
saymazsak, Ozan Yusuf Polatoğlu ile son kez, göndermiş olduğu bir mail üzerine bir
telefon görüşmemiz oldu. Polatoğlu, ‘Türk
göçünün 60’ıncı Yılı’ anısına bir kitap projesi üzerinde çalışıyordu.
Nasip olmadı.
Ozan’ın bu dünyadaki hayat hikayesi, Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Gökçedere
köyünde başladı. Henüz 16 yaşındayken Avrupa’ya geldi ve on yıllarca bir kültür
elçisi gibi, dopdolu bir mücadele verdikten sonra, Almanya’da son buldu. Kıymetinin
bilindiğini söylememiz maalesef zor. Ancak, gök kubbede hoş bir seda
bıraktığını gür bir sesle ifade etmemiz mümkündür. Batı Avrupa Türk edebiyatı
bir gönül erini kaybetti. Ozan, hem göç edebiyatı üzerine kitap çalışmasını
tamamlayamadı, hem de Avrupa Türkleri öksüz kaldı.
Canı ve cananı incittiğine hiç şahit olmadığım Ozan’ın, mekanı cennet, ruhu şad
olsun.
Veyis Güngör
16 Mart 2021