Türk dünyasının en dinamik bir topluluğunu oluşturan Avrupa Türkleri, çoğunluğu 1960’lı yıllarda Türkiye’nin farklı şehirlerinden Batı Avrupa ülkelerine bir iş gücü anlaşması çerçevesinde göç etmişlerdir. Türkiye Türklerinin, Avrupa göçünü, sonraki yıllarda, Balkanlar başta olmak üzere, Doğu Türkistan, Irak, İran, Azerbaycan ve diğer Türk ülkeleri ve toplulukları göçü takip etmiştir. Büyük çoğunluğu Almanya’da olmak üzere, çeşitli Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan Avrupa Türklerinin sayısı, 8 milyona ulaşmıştır. Avrupa Türkleri, içinde yaşadıkları ülkelerin siyasetinde, ekonomisinde, eğitim, kültür, spor ve kalkınma işbirliği gibi her alanda, etkin bir şekilde temsil edilmektedirler. Avrupa’da kendilerine yeni bir dünya kuran Türkler, Türkiye ve Türk dünyasına aidiyetlerini ve ilişkilerini her fırsatta göstermektedirler.
Bu makalede, Avrasya Yazarlar Birliği Kurucu Başkanı Dr. Yakup Ömeroğlu’nun da etkin olarak yer aldığı; ‘Uluslararası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu’na, Dünya Türk Gençler Birliği Başkanlar Toplantısı, Ulupamir Köyü Traktör projesi, Hoca Ahmed Yesevi Kitabı Yayını, Hollanda’da İngilizce Farabi Kitabı Yayını, Avrasya Amsterdam Sivil Toplum Buluşmaları ve Ankara’da Bengü Kitapevi ve Avrupa Türkleri projelere yer verilecektir. Devamla, verilen örnek projelerle Avrupa Türkleri ile Türk Dünyası arasında gelişen iş birliği ve bu süreçte Ömeroğlu’nun rolü anlatılmaya çalışılacaktır.
Anahtar kavramlar: Avrupa, Türk dünyası, göç, sivil toplum, Avrupa Türkleri, aidiyet
Giriş
Günümüzde Avrupa’nın farklı ülkelerinde yaşayan ve kendilerini ‘Avrupa Türkleri’ olarak tanımlayan topluluk, hem Avrupa’nın önemli bir parçası hem de Türk Dünyasının vazgeçilmez bir parçasıdır. Avrupa Türkleri; 20. Yüzyılın ikinci yarısında başlayan göç hareketleri çerçevesinde çoğunluğu Almanya başta olmak üzere Hollanda, Fransa, Belçika, İngiltere, İsviçre ve Avusturya’ya göç eden, yıllar içinde bu ülkelere yerleşen bir Türk topluluğudur.
‘Geçici işçi’ olarak Avrupa ülkelerine gelen, ancak yarım yüz yılı aşan bir süredir Avrupa ülkelerinde çoğalan ve bu ülkelerde yerleşik hayata geçen hatta kendilerine yeni bir dünya oluşturan Avrupa Türk topluluğunun sayısı 8 milyona ulaşmaktadır. Türkiye’nin her bölgesinden Avrupa ülkelerine gelen Türkler, Avrupa’da adeta yeni bir Türkiye inşa ederek, sosyal, kültürel, dini ve yöresel değerlerini koruyarak içinde bulundukları ülkelere uyum sağlamışlardır. Almancayı, Hollandacayı ve Fransızcayı, bazen yerlilerden daha iyi konuşan Türk nesillerin büyük bir bölümü, artık farikalarda işçi olarak değil, devlet dairelerinde memur, siyasetçi, avukat, futbolcu, sinema sanatçısı, mühendis, öğretmen, doktor olarak görev yapmaktadır. Avrupa Türklerinin azımsanamayacak bir bölümü de girişimcilikte büyük başarılara imza atmışlardır. Bugün sadece Hollanda’da 35.000 Türk girişimci bulunmaktadır. Almanya’daki Türk şirketlerinin sayısı 100 bin olup çalıştırdıkları personel sayısı ise 1 milyon civarındadır. Avrupa’da bir Türk markası hâline gelen “döner”in yıllık cirosu 7 milyar euro olup, dönercilerde çalışanların sayısı da 1 milyona yakındır[1].
60 yıllık bir göç serüveni sonucu sosyal, ekonomik, siyasi ve refah düzeyi gelişen Avrupa Türkleri, anne ve babalarının geldiği ülke Türkiye başta olmak üzere, bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetleri ve Balkanlar’dan gelen insanlar, Türklerin gönül ve kültür coğrafyasındaki topluluklarla ilişkiler kurmuşlardır. Çok yönlü olan bu ilişkiler ayni ve acil yardım, kalkınma işbirliği projeleri, kültürel ve eğitim gezileri, tanıtım programları, yayınlar olarak görülmektedir.
İlişkilerin ana sebebi her ne kadara Türklerin göç ettikleri yerlere inanç, kültür ve yaşam değerlerini de beraberlerinde götürmeleri, bunları kurumsal olarak yaşatmaları ve dünyanın farklı bölgelerinde bu değerlere sahip olan topluluklara irtibata geçmeleri, farklı bir ifadeyle literatürde yer aldığı gibi uluslararası ilişkiler olarak tanımlansa da, bu yeterli değildir. Bu ilişkiler uluslararası ilişkilerin ya da kalkınma işbirliği projelerinin daha ötesinde izaha muhtaç ilişkilerdir. Örneğin Frankfurt, Amsterdam veya Brüksel doğumlu üçüncü nesil Avrupa Türkleri, kendi istekleriyle kurdukları yardım dernekleriyle, Endonezya’nın Cakarta kentinin bir mahallesinde, yardıma muhtaç insanlara destek veriyorlarsa, bu davranışın uluslararası ilişkiler kavramıyla açıklanması zordur.
Avrupa Türkleri; içinde bulundukları refah ortamının da katkıları, 60 yılda edindikleri tecrübeleri, deneyimleri, uzmanlıkları ile yaklaşık son otuz yıldır Türk Dünyasına yönelik hem Avrupa’da hem Avrupa dışında etkinlikler yapmaktadırlar. Bu etkinlikleri yapan bir çok Türk sivil kuruluşundan birisi de, Hollanda merkezli Türkevi Derneği’dir. Türkevi Derneği’nin Türk Dünyasına yönelik faaliyetlerinde, partner ve paydaş olan kuruluşlardan birisi de, yıllardır genel başkanlığını merhum Yakup Ömeroğlu’nun yaptığı, Avrasya Yazarlar Birliği’dir. Avrasya Yazarlar Birliği, Avrupa’da gerçekleştirilen Türk Dünyası faaliyetlerinde sadece partner değil, örneğin 2011 yılından bu yana etkin olan Avrasya Sivil Toplum Forumu Amsterdam Buluşmalarının kuruluşunda yer alan bir kuruluştur.
Merhum Yakup Ömeroğlu ve Avrasya Yazarlar Birliği’nin aktif olarak yer aldığı 1994 – 2024 yılları arasında gerçekleştirilen Hollanda merkezli bazı projeler özet olarak aşağıdaki şekildedir.
Uluslararası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, yeni bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerin ilk kurumsal örneğini 1995 yılında, Hollanda’da organize edilen “Uluslararası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu” oluşturmaktadır. Elbette bu etkinlik öncesi; Avrupa’daki Türk kuruluşlarının Türk Cumhuriyetlerinden davet edilen siyasi liderler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, yazarlar, şairler, Avrupa Türkleri ile Kuzey Türkleri arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Bu süreçte, Avrupalı kalkınma işbirliği kuruluşlarının yeni doğan Türk Cumhuriyetlerine yardım götürmelerini izleyen Avrupa Türkleri de harekete geçerek, içinde yaşadıkları ülkelerin imkânlarını Kuzey Türklerine yönlendirmenin yollarını aramışlardır. İşte bu çerçevede, Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı, 1995 yılında “Uluslararası Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu” organize etmiştir. Yakup Ömeroğlu ve Muhammed Salih gibi Türk Dünyasının önemine inananların da konuşmacı olarak katıldığı sempozyumun amacı şu şekilde tanımlanmıştır:
– Hollandalı ve Türk bilim adamlarının, araştırmacıların Orta Asya Türk Cumhuriyetleri hakkında karışlıklı bilgi alışverişinde bulunmaları, Orta Asya Cumhuriyetleri problemlerine yaklaşımlarının ortaya konulması,
– Orta Asya Türk Cumhuriyetlerindeki çeşitli problemlerin Batı dünyasına, hassaten Hollanda finans kurumlarına anlatılması ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden gelecek veya bu ülkelere yönelik kalkınma projelerine destek sağlanması,
– Hollanda’da faaliyet gösteren Hollanda ve Türk kuruluşlarını Türk Cumhuriyetlerine yönelik yardım ve diğer faaliyetlerini teşvik etmek[2].
Sempozyum amaçlarında da görüleceği üzere, Avrupa’daki Türkler, Avrupa ülkelerinin sağladığı çeşitli imkanlardan, örneğin kalkınma işbirliği yardım fonlarından, Türk Cumhuriyetlerinin de faydalanmasını için uğraş verirler. Avrupa Türkleri, Türk Dünyasına el uzatırken, hem kendi imkanlarını seferber eder, hem de içinde yaşadıkları ülkelerin imkanlarından yararlanırlar. Bunu yaparken, Avrupa kurumlarını da yanlarına almaları, bu kurumları Türk Dünyasına yönlendirmeleri ve birlikte çalışmaları da dikkat dikkat çekmektedir.
Dünya Türk Gençler Birliği Başkanlar Toplantısı
Yine Hollanda merkezli, Avrupa Türkeri’nin Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu anlatan bir proje de “Dünya Türk Gençler Birliği” oluşumudur. Türk Dünyasındaki gençlerin birlikte hareket etmelerini, yeni ve ortak bir Türk vizyonu geliştirmelerini amaçlayan Dünya Türk Gençler Birliği Vakfı DTGB’nin kurulmasında, Yakup Ömeroğlu’nun emeği ve rolü çok büyüktür. DTGB Vakfı, 1992 yılında Tatar Gençleri Birliği Azatlık Teşkilatı’nın girişimiyle kurulmuştur. I. Türk Dünyası Gençlik Kurultayı 1992 yılının Şubat ayında Tataristan’ın başkenti Kazan şehrinde Kurucu Genel Başkan, Talgat Ahmed’in önderliğinde düzenlenmiştir. DTGB daha çok ‘Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Kurultayları’ ve ‘Başkanlar Zirvesi’ etkinlikleriyle bilinir. Etkinliklere Türkistan, Anadolu, Kafkas, Balkan, Avrupa, Doğu Akdeniz Türklerinden üye kuruluşların temsilcileri katılırlar. DTGB Başkanlar Zirvesi’nin ikincisi Yakup Ömeroğlu’nun teklifi, başkan Talgat Ahmed ve ülke temsilcilerinin katılımıyla 1996 yılında Hollanda’da gerçekleştirilmiştir. Avrupa Türkleri’nin temsilcilerinin de katıldığı ‘18.Türk Dünyası Gençlik Günleri Kurultayı ve Liderler Zirvesi’ 28 – 30 Mayıs 2021 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşmiş ve aşağıdaki gelişmeler gündeme gelmiştir:
– Azerbaycan öz toprakları olan Karabağ’ın işgalden kurtarması,
– Türkiye Cumhuriyeti’nin teröre karşı yürüttüğü mücadele,
– Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ait olan Maraş bölgesinin açılması,
– Çin’in baskısı altında inleyen Uygur Türkleri, – Kerkük, Türkmeneli, Suriye Türkmenlerinin konumu,
– Kırım Tatarlarının yaşam koşulları, – Doğu Akdeniz Türklüğüne yapılan siyasi ve kültürel baskılar,
– Rusya Federasyonundaki halkların dillerinin mecburi ders kapsamına alınması…[3]
Ulupamir Köyü Traktör Projesi
Yakup Ömeroğlu, Van Üniversitesi’nde de bir süre görev yaptı. Üniversitedeki bir grup arkadaşıyla, o günkü rektör yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Karadağ, Prof. Dr. Duran Bolat, Paki Küçüker v.d., Van’ın Erciş ilçesinde bulunan Ulupamir köyü ile yakından ilgilendi. Ulupamir, Tanrı Dağlarından Afganistan’ın Pamir yaylalarına sığınan, sonra Pakistan’a geçen ve 1982 yılında da Türkiye’ye göç etmiş olan Kırgız Türklerinin yaşadığı bir köydür. Hollanda Türkevi Derneği ile Ömeroğlu’nun Van’daki arkadaş grubu, Ulupamir köyünde yerleşik hayata geçişi sağlamak, köy halkının tarımla uğraşmasını teşvik etmek, İstanbul ve diğer illere dağılmalarını sınırlamak için, 1998 yılında bir traktör ve pulluk projesi geliştirdi. Amsterdam’daki Türk kadınlarının da yardımlarıyla Amsterdam’ın Kuzey bölgesindeki bir semt evinde ‘Hayır Çarşısı’ organize edildi ve traktör ve pulluk projesi için para toplandı. Toplanan para, Hollanda kalkınma işbirliği kuruluşları tarafından ikiye katlandı. Bu miktar ile Malatya’dan bir traktör ve pulluk satın alınarak Ulupamir köyü kooperatifine hibe edildi (Türkevi Dergisi 1998).
Filistinli Şair ve Yazarlar İçin Edebiyat, Demokrasi ve Kültürel Kalkınma Programı
Hollanda Türkevi Topluluğu, Avrupa ve Türkiye başta olmak üzere, Balkanlar, Türkistan ve Orta Doğu ülkelerindeki kuruluşlarla proje bazında iş birliği yapmaktadır. Bu çalışmalardan birisi de Avrasya Yazarlar Birliği ve Arap Yazarlar Birliği tarafından Antalya’da 23 – 25 Nisan tarihlerinde üç ayrı kıtada etkin olan kuruluşların temsilcilerinin katıldığı Edebiyat, Demokrasi ve Kültürel Kalkınma Programıydı. Antalya’nın Manavgat İlçesi Çolaklı beldesindeki Golden Coast Resort Hotel’de gerçekleşen eğitim programına ağırlıklı olarak Suriye’de yaşayan, farklı kuruluşlara üye ve çeşitli alanlarda uzman Filistinli yazar, şair ve gazeteciler katıldı. Beş günlük hızlandırılmış yoğun program; bilimsel sunumlar, şiir dinletileri, nezaket ziyaretleri ve önümüzdeki dönemde birlikte yapılacak proje ve programların tespit edilmesinden oluştu. Programın ortaya çıkması, planlama ve uygulanmasında hiç şüphesiz Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu en öneli rol oynayanlardan birisiydi. Eğitim programına Türkiye’den de sosyoloji, dil, edebiyat ve sanat alanında uzman Prof. Dr. Talip Küçükcan, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Özbay, Yrd. Doç. Dr. İbrahim Ethem Polat, Şair Ali Akbaş katılarak birer konuşma yaptılar. Programa Hollanda’dan Türkevi Araştırmalar Merkezi Müdürü ve UETD Hollanda Başkanı Veyis Güngör de katılarak bir konuşma yaptı.
Programın açılış konuşmasını yapan Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yakup Deliömeroğlu şunları söyledi. “Hepimizin bildiği gibi dünya barışı ve kültürel kalkınma için şair ve yazarların toplumlarda oynadıkları yönlendirici rol büyük önem taşır. Bugün burada kendi ülkelerinde yaşamayan Filistinli yazarlarla, şairlerle, eleştirmenlerle birlikteyiz. Bu insanlar, çeşitli sorunlar nedeniyle kendi içine kapanmışlar, gerek komşuları ile gerekse diğer dünya toplum ve kültürleri ile ilişki kurmakta zorlanmaktadırlar. Şu anda bu salonda bizimle birlikte oturan birbirinden çok değerli ve yetişmiş Filistinli yazar ve aydınlarla, aslında çok gecikmiş bir buluşmanın mutluluğunu yaşayarak ortak kararlar alacağız. Avrasya Yazarlar Birliği olarak Arap ve Filistin Yazarlar Birliği ile iş birliği hâlinde yapmış olduğumuz bu önemli eğitim semineri, Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa üçgeninde bundan sonra yapılacak yeni çalışmalara bir başlangıç teşkil edecektir. Zaten bu program üç ayrı bölgede etkin olan üç farklı kuruluş tarafından gerçekleştirilmektedir. Birlikte çalışmanın gücüne inanan insanlar olarak sizleri burada ağırlamaktan büyük bir memnunluk duymaktayız. Bugüne kadar çoktan yapılması gereken iş birliği ve ortak projeleri artık yavaş yavaş gerçekleştirmenin mutluluğunu duyarak sizleri kuruluşum adına tekrar selamlar, ‘Türkiye’ye hoş geldiniz.’ derim. Programın tüm katılımcılara ve temsil ettikleri kitlelere hayırlı olmasını temenni ederim.”[4]
Hoca Ahmed Yesevi Kitabı Yayını
Türklerin İslam’la tanışmaları ve İslam’a girmeleri, Talas savaşı ile olduğu kabul ediliyor. Tarihteki o büyük savaş, yani Kırgızistan ile Kazakistan arasındaki Talas Vadisi’nde yapılan savaş, Çinlilerle Araplar arasındadır. Bu savaşta, o coğrafyada yaşayan Karluk Türkleri tarihî bir tercih yaptılar ve Arapları İslam’ı seçtiler. Zira bir tarafta putperest Çinliler, diğer tarafta Allah diyen bir din Araplar vardı. Türklerin sadece Gök Tanrı’ya inanmaları bu seçimde önemli rol oynadı. Türkler Çinlileri arkadan kuşatarak Arapların Çinlileri yenmesini sağladılar.
Bugüne kadar öğrendiğimiz ilk Müslüman olan Türk devletinin Karahanlılar olmasıydı. Ama araştırmalar daha önce bir Türk devletinin yani İdil Bulgar Devleti’nin Müslüman olduğunu ortaya çıkardı. İdil Bulgarları onuncu yüzyılın başlarında 925 yılında, Abbasi halifesinin gönderdiği elçi üzerine hükümdarları Almış Han önderliğinde İslam’ı seçtiler. 940 yılında ise İdil Bulgar Devleti’nden on beş yıl sonra Karahanlılar, Abdulkerim Satuk Buğra Han önderliğinde topluca Müslüman oldular.
Ama esas Türklerin İslam’la haşır neşir olmaları Hoca Ahmet Yesevi’nin Türkistan coğrafyasında yaptığı faaliyetlerle olmuş, büyümüş ve gelişmiştir. Zira Hoca Ahmed Yesevi İslam’ı Türkçe anlatıyor ve yazıyordu. Hoca Ahmed Yesevi kendisine örnek olarak efendimizi Ahmed’i seçmiştir. Çünkü hikmet ve ahlak ondaydı. Hoca Ahmed Yesevi Hikmet yolunu seçmiştir. Ve o devasa eseri Divan- ı Hikmet’i yazmıştır.
Hoca Ahmed Yesevi’nin Divan-ı Hikmeti, Türk dünyasında yerini korurken okunmaya devam ediyor. İşte bunlardan biri de Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen “Dîvân-ı Hikmet Okumaları”dır. Dîvân-ı Hikmet Okumalarının konuşmacısı Ahmet Yesevi Üniversitesi Eski Mütevelli Heyet Başkanı ve Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız’dı. Bu konuşmaları sosyal medya aracılığı ile Hollanda Türkevi Topluluğundan bir grup, ramazan süresince takip etti, kendi aralarında tartıştılar. Bu tartışmaların notları ise kitap hâline getirildi. Kitap, “Prof. Dr. Musa Yıldız ile Divan-ı Hikmet Okumaları – Birinci Hikmet Notları” olarak raflardaki yerini aldı.
Hollanda’da yapılan bu çalışma notları, Yakup Ömeroğlu’nun gayretleri ve Musa Yıldız’a haber vermesiyle, Bengü ve Türkevi Yayınları arasında okuyucunun beğenisine sunuldu.[5]
Hollanda’da İngilizce Farabi Kitabı Yayını
Hollanda’da Türk kültür değerlerini, Hollandaca ve farklı dillere tercüme eden ve yayınlayan Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi, yayınlarına ünlü Türk düşünürü Farabi kitabını da ekledi. Türkevi, Avrasya Yazarlar Birliǧi ve Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi işbirliği ile, Farabi’nin fikirlerinin tanıtılması amacıyla, “Al-Farabi: Philosophy of the Second Master” kitabını İngilizce olarak Amsterdam’da yayınladı. Farabi kitabı, Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi öğretim görevlisi Zhakypbek Altayev tarafından kaleme alındı. Farabi’in hayatı, metafizik düşünceleri, felsefe ve din anlayışı, sosyal-psikolojik görüşlerinin yer aldığı kitapta, Farabi’nin İslam düşüncesi ve Avrupa felsefesine katkıları da ele alınıyor. Yakup Ömeroğlu, diğer konularda olduğu gibi, Farabi kitabının İngilizce yayınlanmasında da desteğini esirgemedi.[6]
Ankara’da Bengü Kitapevi ve Avrupa Türkleri
Merhum Yakup Ömeroğlu ile Avrupa Türklerinin bir başka ilişkisi de, Ankara’nın Hamamönü’nde faaliyet gösteren Bengü Kitapevi ileydi. Ömeroğlu’nun gayretleri ve Türkevi’nin destekleriyle, Bengü Kitapevi’nin bir bölümünde, Avrupa Türkleri ile ilgili kitaplar satılmaktadır. Türkevi yayınlarının, göç ve sosyoloji ağırlıklı kitaplarına, Bengü Kitapevi’nden ulaşılabilir.
Sonuç ve Avrasya Amsterdam Sivil Toplum Buluşmaları
Yukarıda, Yakup Ömeroğlu ile Avrupa Türkleri arasındaki ilişkileri ve hassasiyeti bazı örnekler verilerek anlatılmaya çalışıldı. Örnek olarak belirtilen etkinlikler, esasen Avrasya Yazarlar Birliği’nin de kurucuları arasında yer alan ve 2011 yılında Amsterdam’da kurulan Avrasya Sivil Toplum Forumu etkinlikleridir. Avrasya Sivil Toplum Forumu, özetle
Bu etkinliklere, Ankara’da yapılan ve Avrupa Türklerini anlatan kitap tanıtım programlarını, göç ve aidiyet çalıştaylarını, Avrupa’ya yapılan Türk göçünün 40. 50. Yıl dönümünde yapılan sempozyumları da eklemeliyiz. Konya Yolunda kısa adı YTB olan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluklar salonunda yapılan sempozyum, TURKSOY salonunda yapılan çalıştay, Yazarlık atölyesi çalışması, Hamamönü ve farklı kurumlarda yapılan kitap tanıtı programlarında Yakup Ömeroğlu ya oturum başkanıydı ya da açılış konuşmalarını yapmıştı.
Değerli dostumuz merhum Ömeroğlu’nun, Türk Dünyası ile ilgili çalışmalara bir ömür adaması, adının yıllarca, yüz yıllarca Türk Dünyasında yaşatılacağı anlamına gelir. Yakup Ömeroğlu’nun şanlı mücadelesinde Türk Dünyasının önemli bir parçası olan Avrupa Türklerine özel bir yer ayırması, ilgilenmesi, değer vermesi Avrupa Türklerini ziyadesiyle memnun etmiştir. Bu sempozyum vesilesiyle Avrupa Türkleri olarak Yakup Ömeroğlu’nu rahmet ve merhametle anar, ruhunun şad, mekânının cennet olmasını dileriz.
Kaynakça
Veyis Güngör ve Ahmet Suat Arı, (2024), Türkiye-Hollanda İşgücü Anlaşmasının 60. Yılında, Türkevi Topluluğu’ndan 60. YILA 60 İMZA 1987 – 2024. SPICAWORKS YAYINCILIK & Türkevi Yayınları, Ankara-Amsterdam.
Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı HTABV Faaliyet Raporu, (1996). Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu Yapıldı. Amsterdam 1996.
DÜNYA TÜRK GENÇLERİ BİRLİĞİ 18.Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Liderler Zirvesi SONUÇ BİLDİRGESİ 28-30 Mayıs 2021. https://d.tgb.org/hakkimizda-2/ Ankara/Türkiye.
Birlikte Çalışan Müslüman Yardım Kuruluşları (SMHO), Faaliyet Raporu 1997.
Eurovizyon Gazetesi. ‘Yesevi Hikmetleri Hollanda’da Kitap Oldu’. https://www.eurovizyon.co.uk/yesevi-hikmetleri-hollandada-kitap-oldu. [Erişim tarihi: 10.Hairizan 2025].
Hürriyet Gazetesi. ‘Avrupalı Türkler Farabi’yi kitaplaştırdı.’ https://www.hurriyet.com.tr/avrupa/avrupali-turkler-farabiyi-kitaplastirdi-41296828 [Erişim tarihi: 11.Haziran 2025]
[1] Veyis Güngör ve Ahmet Suat Arı, (2024), Türkiye-Hollanda İşgücü Anlaşmasının 60. Yılında, Türkevi Topluluğu’ndan 60. YILA 60 İMZA 1987 – 2024. SPICAWORKS YAYINCILIK & Türkevi Yayınları, Ankara-Amsterdam.
[2] Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı HTABV Faaliyet Raporu, (1996). Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Sempozyumu Yapıldı. Amsterdam 1996..
[3] DÜNYA TÜRK GENÇLERİ BİRLİĞİ 18.Türk Dünyası Gençlik Günleri ve Liderler Zirvesi SONUÇ BİLDİRGESİ 28-30 Mayıs 2021
[4] Birlikte Çalışan Müslüman Yardım Kuruluşları (SMHO), Faaliyet Raporu 1997
[5] Yesevi Hikmetleri Hollanda’da Kitap Oldu. https://www.eurovizyon.co.uk/yesevi-hikmetleri-hollandada-kitap-oldu. [Erişim tarihi: 10.Hairizan 2025].
[6] Avrupalı Türkler Farabi’yi kitaplaştırdı. https://www.hurriyet.com.tr/avrupa/avrupali-turkler-farabiyi-kitaplastirdi-41296828 [Erişim tarihi: 11.Haziran 2025]