‘Avrupa İslamı’ tezi gereksiz mi?

‘Avrupa İslamı’ (Euro-Islam) uzun zamandır çeşitli platformlarda tartışmaya açılıyor. ‘Avrupa İslamı’ tartışması, Huntington’ın Medeniyetler Çatışması tezinden sonra ivme kazandı. Örneğin, bu doğrultuda Almanya’da, Suriye asıllı Bassam Tibbi, “Avrupa İslamı” kitabıyla gündeme geldi. Tibbi, bu çıkışıyla, liberal, demokratik ve insan haklarını içinde barındıran bir İslam anlayışının geliştirilmesini saavundu.
Diğer taraftan, 2010 yılı ve sonrasında, Avrupa Parlamentosu’ndaki bazı liberaller, ‘Avrupa İslamı’ tartışması yaptılar. ‘Avrupa İslamı’nın göç süreciyle birlikte şekillenmesi gerektiğini öne sürdüler.
2010’u takip eden yıllarda, ‘Avrupa İslamı’nı tartışma, çeşitli Avrupa ülkelerinin liderleri tarafından da dillendirildi. Sosyal bilimciler arasında da, ‘Avrupa İslamı’ tartışmasına şahit olduk. Entegrasyon sorunu çerçevesinde ele alınan, ‘Avrupa İslamı’ tartışması öznesinin, bizzat İslam mı, yoksa Müslümanlar mı olduğu pek ayırt edilmedi. Tartışmalarda din adamlarının seslerinin cılız çıkması dikkat çekerken, siyasilerin tartışmaya yön vermesi ise dikkat çeken bir noktadır.
‘Avrupa İslamı’ tartışmasında, geçen hafta yeni bir gelişmeye şahit olduk. Belçika’da yayın yapan haftalık yayın organı “Terdio”, Hollanda’dan Enis Odacı ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Hıristiyanlıktan ilham alan ve daha çok katolik perspektifle milenyum sorunlarına yönelik yayınlar yapan Tertio gazetesinin, ‘Avrupa İslamı’ ile ilgili bir söyleşi yapması insanın ilgisini çekiyor.
Söyleşiye geçmeden önce, Enis Odacı’yı kısaca tanıyalım.
Odacı; özel websitesinde kendisini “Kimlik, din, kültür ve İslam konularında yayın ve konuşmalar yapan bir İslam uzmanı” olarak tanımlıyor. Aynı zamanda bir gazeteci olan Odacı, çeşitli gazetelerde, dergilerde yazılar yazıyor. Kitap çalışmaları da olan Odacı, medyada analizler yapıyor. Odacı, sosyal faaliyeterinde ve projelerinde farklı kültür ve din mensuplarının birbirlerini daha yakından tanımaları, birlikte çalışmlarına öncelik veriyor.
Terdio yayın organının, Enis Odacı ile yaptığı söyleşinin başlığı şu şekilde: “Avrupa İslamı gereksizdir”.
Söyleşinin ilk paragrafında, ‘Avrupa İslamı’ sorgusunun yanlış olduğunu belirten Odacı şu yorumu yapıyor: “Avrupa İslamı sorgusu beraberinde bir takım yanlış izlenimleri getiriyor. İlk izlenim, birbirinden farklı iki dünyanın karıştırılması. Avrupa nedir? Avrupa Birliği mi? Yoksa Avrupa ülkeleri mi? Komunist bir geçmişi olan Doğu Avrupa ülkeleri Avrupa’ya dahil mi? Örneğin, aşırı milliyetçi çıkışlarıyla Macaristan nereye ait? Yoksa Avrupa ile Avrupa Aydınlanması mı kastediliyor? İkinci yanlış izlenim ise, İslam ile ilgili. İslam’da tıpkı diğer dinler gibi, farklı kültürlerin, coğrafyanın, siyasi anlayışların ve bölgesel dini liderlerin toplamı olup, senin ve benim gibi hayatta karşılaştığımız vatandaşlardır.”
‘İslam’ın Avrupa olması için değişmesi gerekir mi’? sorusuna ise Odacı şöyle cevap veriyor: “Neyi değiştirmek istiyorsun? İslam’ın Katoliklerde olduğu gibi, bir posta adresi veya muhatabı yok. Ama, İslam’da değişme yerine, Avrupa vatandaşları arasındaki ilişkilerin değişmesi ve iyileşmesini konuşmak çok daha isabetli olur.
Soru, esaasen ‘Avrupa Değerlerine’ işaret ediyor. Yani düşünce özgürlüğü, liberal demokrasi, eşitlik. İşte değişimi burada aramak gerekir.”
‘Avrupa İslamı’nı savunanlar, ‘Avrupa İslamı’ ile müslümanların entegrasyonunun daha iyi olacağını iddia ediyorlar’, yorumuna Odacı’nın cevabı şu şekilde:
“Hayır. Yanılma, entegrasyonun dine bağlı olarak düşünülmesinde. Oysa entegrasyon farklı süreçleri kapsar. Yani eğitim, iş, toplumsal katılım gibi alanları. Soru, sanki insanın inancının mesken, çalışma ve günlük hayatını engelliyor algısı oluşturuyor. Hollanda’da her geçen gün ayırımcılık arttıyor. Başörtülü bir kızın veya Arap isimli bir gencin staj yerleri bulamadığı çok sık rastlanan bir olay. İnsanlar dini inanışlarından dolayı iş bulma imkanları sınırlanıyorsa, devletin bu meseleyi ele alması gerekir. Bu bir ‘Avrupa İslamı’ değildir. Yasaların uygulanması meselesidir.”
Evet, İslam dini uzmanı Enis Odacı’ya göre, uzun zamandır Avrupa gündeminde olan ama daha çok siyasilerin gündeminde tartışılan ‘Avrupa İslamı’na gerek yok. Yersiz bir tartışma. Odacı, Almanya örneğinde görülen Tibbi gibi düşünmüyor. ‘Avrupa İslamı’ tartışması yerine, ‘Avrupa Vatandaşları’nın, yani bugün Avrupa ülkelerinde yaşayan halkların, iletişim ve ilişkilerinin iyileştirilmesi tartışılmalı. Avrupa’nın sorunu bu…
Veyis Güngör
7 Ağustos 2018

Scroll naar boven
Scroll naar top