Yaz tatilinin tam ortasındayız…
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca Türk vatandaşı, hava ve kara yoluyla Türkiye’ye geldiler. Hava yollarında bilet fiyatlarının pahalı olmasına rağmen uçaklarda yer yok. Kara yoluyla gelenler Kapıkule başta olmak üzere diğer gümrük kapılarında da kuyruklar oluşturdular. Saatlerce ve kilometrelerce çekilen zorluklar, Türkiye sevdasından başka bir şey olamaz.
Türkiye sevdalısı olan ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunan Avrupa Türklerinin, yaz tatillerini Türkiye’de geçirdikleri şu günlerde bir bildiri yayınlandı. Bildiri, Merkezi Almanya’da bulunan “Avrupa Türk Girişimciler ve İş Adamları Derneği” tarafından yayınlandı.
Kadim dostum Musa Aksoy’un imzasıyla yayınlanan bildiri, “Yurtdışındaki Türkler İçin Partiler Üstü, Temsili Güçlü ve Bağımsız Bir Bakanlık Zorunluluk Hâline Gelmiştir” başlığını taşıyor.
Avrupa Türklerinin, tam da Türkiye gündeminde olduğu şu günlerde yayınlanan bildiri, Avrupa’da yaşayan Türklerin, artık göçmen olmadıklarını, yaşadıkları ülkelerin ekonomilerine, sosyal, siyasi, kültür, akademi, sanat ve diğer bir çok alanda katkıda bulunan ve yön veren, etki eden bir küresel güç olduğu tespitleriyle başlıyor.
Bildiride, Avrupa başkentlerinde görünürlükleri göz ardı edilemeyecek ölçüde olan bu insanların sorunlarının, hâlâ Ankara’dan bakılarak günü kurtaran çözümlerle ele alındığına dikkat çekiliyor.
Oysa bu insanlar; Avrupa’nın yeni vatandaşları olmakla birlikte, çifte aidiyet, çok yönlü sorumluluk ve yeni bir kimlik geliştiren insanlardır. İşte bu sorumlulukları gereği Avrupalı Türkler:
• Sadece Türkiye’ye döviz gönderen bir kitle değil, aynı zamanda Türkiye’ye yatırım yapan, arsa alan, fabrika kuran,
• Türkiye’nin ihracatını büyüten, dış ticaretini yönlendiren,
• Türkiye’nin imajını dış dünyada savunan, gerekirse lobi oluşturan,
• Hem Türk kültürünü hem ev sahibi ülkenin kurallarını içselleştirmiş, arada köprü kuran bir yapıdır.
Avrupalı Türkler, bu sosyoloji ile, artık Türkiye ile sadece seçim dönemlerinde hatırlanmak yerine daha kurumsal, Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında bir köprü vazifesi üstlenen daha rasyonalist ilişkiler kurmak istiyorlar.
Sürdürülebilir ve etkili ilişkilerin kurulması için siyasi partiler üstü, şeffaf, liyakate dayalı bir mekanizmanın oluşmasını talep ediyorlar. Bu mekanizmanın oluşmasını da, “Yurtdışı Türkler ve Diaspora Bakanlığı”nın kurulmasıyla olacağını teklif ediyorlar. Bu kurumun, yurtdışındaki Türkler için bağımsız, güçlü, etkili ve doğrudan karar alma yetkisine sahip bir bakanlık olmasını da özellikle belirtiyorlar.
Bildiride şu detaylara da yer veriliyor: Bu yapı:
• Hiçbir partinin arka bahçesi olmamalıdır.
• Diasporanın içinden gelen, sorunları bizzat yaşamış, çözüm gücü olan liyakatli bir isim tarafından yönetilmelidir.
• Ankara merkezli değil, diasporanın bulunduğu merkezlerde ayağı olan, yatay ve açık bir organizasyon modeliyle kurulmalıdır.
• Konsolosluk sisteminden daha öteye geçerek; eğitim, hukuk, kültür, medya, yatırım, vatandaşlık ve diplomasi alanlarında tematik genel müdürlükler oluşturmalıdır.
Tespit ve teklifler, mevcut yapıların, ilişkilerin ve yapılanların yetersiz olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Avrupa’da Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil edenlerin, Avrupa Türkleriyle olan yüzeysel ve fotoğraf çektirmekten ileri gitmeyen ilişkileri göz önünü alınınca, bildiride dikkat çekilen hususlara hak vermemek elde değil.
Değerli dostum Musa Aksoy imzasıyla yayınlanan bildiride teklif edilen, “Yurtdışı Türkler Bakanlığı” yeni bir teklif değil elbette. On yıllardır Avrupa’daki STK’lar tarafından Türkiye’den gelen tüm yetkililere teklif edildi. “Dış Türkler Bakanlığı kurulsun” denildi. Raporlar hazırlandı. Sempozyumlar yapıldı. Ankara’da siyasi partiler başta olmak üzere, YTB, TBMM, Ticaret, Kültür ve Milli Eğitim Bakanlıkları, Diyanet ve diğer kurumlar ziyaret edildi.
Umarım, bildiride de yer aldığı gibi, Ankara, Avrupa Türklerini bir ‘küresel güç’ olarak görür, fark eder ve bu yönde daha aktif ve katılımcı bir politika geliştirir.
Unutmayalım, Türkiye’nin küresel gücü diasporadır. Avrupa Türk Diasporası da küresel bir aktördür.
Veyis Güngör
6 Ağustos 2025