Müslüman bir kız ile Hristiyan bir babanın hikayesi

1 Aǧustos 2019 tarihinden itibaren Hollanda’da burka ve peçe yasaǧı yürürlüǧe giriyor. Yasaya göre, yüzü kapalı veya sadece gözleri açık halde giyinenlere kamusal alanda yasak getiriliyor. Yasaǧın uygulanacaǧı alanlar eǧitim kurumları, hastaneler, devlet daireleri, bakım evleri ve toplu taşıma araçları olarak belirlendi. Bu alanlarda burka ve peçelerini çıkarmayanlara 400 euro gibi bir para cezası kesilebilecek. Hollanda ırkçılarının yıllardır istediǧi yasa, Hollanda siyasetinde tartışmalara yol açarken, Nida ve Denk partisi tarafından inanç özgürlüǧünün ihlali olarak deǧerlendirilmişti.

Bu çerçevede, Hollanda’nın günlük gazetelerinden Trouw, Din ve Felsefe sayfalarında yayınladıǧı “Elma ve Aǧaç” başlıklı seri yazısında Müslüman bir kız ile Hristiyan bir babanın hikayesini ele almış. Marije van Beek’in baba ve kız ile yaptıǧı söyleşide, iki farklı dine inanan ve aynı evde yaşanan hikayeleri ele alınmış. Uzun söyleşiden bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istedim.

Amsterdam’ın Kuzey mahallesinde, küçük bir evde, eşinden ayrıldıǧı için dört yaşında bir oǧlu ve babasıyla yaşayan Müslüman kız, Hristiyan bir ailede ve her Pazar kiliseye giderek yetişmiş. Babasının evi önceleri sadece Hristiyanlıǧa ait görsellerle doluymuş. Kiliseye benziyormuş. Kızı gelince evin şekli deǧişmiş. Şimdi iki din, İslam ve Hristiyanlık bu küçük evde görsellerde de fark ediliyor.

Gamal Baba, 23 yaşında Mısır’dan genç bir mühendis olarak Hollanda’ya gelir. Gençlik yıllarında hızlı bir yaşam sürer baba. Evlenir. Tamara adında bir kızı olur. Aile her Pazar kiliseye gider. Tamara o yılları şöyle anlatıyor: “Evde, her ne kadar kaytarmayı becersekte, katı kurallar vardı. Allah’la iletişim kurmayı evde öǧrendim. Ama dindar birisi deǧildim. Öǧrencilik hayatı yaşadım. Dışarı çıkma, arkadaşlarla içmek, eǧlenmek en çok yaptıǧımız şeylerdi.”

Tamara yirmili yaşlarına geldiǧinde spritüalizm ilgisini çekmeye başlar. Önce Budizm çekici gelir. Ancak İslam’la sürekli karşı karşıya gelir. Her gün önünden geçtiǧi bir kitabevinin vitrininde camilerle ilgili bir kitap gözüne ilişir. Kapalı kadınlarla ilgili bir başka kitap. Bu nasıl bir şey diye sorar kendi kendine. Yıllardır önünden geçtiǧi ve dikkat etmediǧi ancak o anda, ne güzel şey bunlar deyiverir. Müslüman olmam gerekir der kendi kendine. Ve o andan itibaren din Tamara’nın hayatını belirlemeye, yönlendirmeye başlar.

Müslüman olduǧunu babasına haber verir. Babası şaka yaptıǧını zanneder. Baba, üzgündür. “Bir Fas’lı gençle eve gelme diye tembih etmişken, Tamara babasına Müslüman olduǧunu haber verir.  Baba kızgındır. Altı ay görüşmezler. Bir müddet sonra barışırlar. Baba, Gamel kızının Müslüman olduktan sonra deǧiştiǧini, olgunlaştıǧını söylüyor.

Müslüman olan kız, bir müddet sonra burka takmaya başlar. Başörtülü olduǧunda erkeklerin evlilik tekliflerinden yıldıǧını ve burka takmaya karar verdiǧini söylüyor Tamara. Burka ile caddede yürürken, terörist, IŞID kadını gibi lafların atıldıǧını söyleyen Tamara, terör örgütlerinin İslam’ı kullandıklarını ve dünyada bütün Müslümanların bundan zarar gördüǧüne dikkat çekiyor. Burka’nın Hollanda’da yasaklanmasına sevinen baba, ceza kesileceǧini duyunca, bu olmamalı diyor.

Evde, baba hergün İncil okurken, kızı Kura’n okuyor. Müslüman kız ara sıra İncil okuyor ve İncil’de İslam ile ilgili bölümler arıyor. Babasıyla yer yer takışan Tamara, İncil’de Peygamberin, Muhammed’in geleceǧinin yazdıǧını söylüyor. Kızı beş vakit namaz kılıyor. Babası da günde altı kez ibadet ediyor. Aralarındaki sevginin zımpara kaǧıdına benzediǧini, yer yer acı çektiklerini söyleyen Hristiyan baba, kızının bu şekilde cennete giremeyeceǧi şakası yapıyor.

Baba ve kız, Hz. İsa’nın Allah’ın oǧlu olduǧu görüşünde ciddi bir tartışmaya girişiyorlar. Tamara, “Hristiyan olduǧum dönemde bile Hz. İsa’nın Allah’ın oǧlu olduǧuna asla inanmadım. Tartışmalarda İncil’deki bu metnin, Ermeniceden yapılan bir tercüme hatası olduǧunu savundum” diyor.  

Evet, Hollanda’da aylardır tartışılan ve 1 aǧustos 2019 tarihinden itibaren yürürlüǧe girecek burka yasaǧı çerçevesinde, Müslüman bir kız ile Hristiyan babanın aynı evde yaşadıklarından örneklere yer verdik. Baba, kızının Müslüman olmasından her ne kadar rahatsızlık duysa da, kızının Müslüman olmasıyla deǧişmesi, olgunlaşması ve olumlu kişisel gelişmesinden memnun oluyor. Kimin ne olacaǧını elbette bilemeyiz. Olduran da O’dur. Kalpleri ısındıran da, deǧiştiren de O’dur.

Veyis Güngör
1 Aǧustos 2019

Scroll naar boven
Scroll naar top