Küreselleşme ve Avrupa’da kaybedenler

Avrupa her geçen gün değişiyor. Avrupa’da seçim hazırlıkları yapılıyor. Popülistler, Avrupa’nın farklı ülkelerinde aktifler. Son dönemde yapılan seçimlerde oylarını arttırdılar. Güçlerine güç kattılar. Aşırı sağın, Avrupa karşıtı, göçmen ve mülteci karşıtı söylemleri sertleşiyor. Bu yönde bir değişim, klasik ve geleneksel siyasi partilerde de oldu. Bütün bunlar Avrupa’da bir sosyal değişimi işaret ediyor.
Avrupa’da yaşanan sosyal değişimi yorumlayan, gidişatı okumaya çalışan bir çok araştırma ve yayın yapılmakta. Bunlardan birisi de ‘No Society’ kitabının yazarı Christophe Guilluy. Fransız sosyal coğrafyacı ve yazar Guilluy, kendi isafdesine göre eskiden solcu ama şimdi ideolojisi olmayan birisi. Buna rağmen Guilluy’nin analizlerinde sınıf mücadelesi çıkış noktasını oluşturuyor. Çalışmalarını ‘kültürel belirsizlik’ ve ‘şehrin kenar mahalleri’ üzerine yoğunlaştıran Guilluy, zaman zaman Fransız Cumhurbaşkanları Nicolas Sarkozy ve Emmanuel Macron’a danışmanlık yapmış.
Yeni yayınlanan kitabından hareketle, Trouw gazetesinden Kleis Jager, Christophe Guilluy ile bir söyleşi yapmış. Söyleşiden bazı görüşleri sizlerle paylaşmak istedim.
Sözlerine, “Kültürün, göçmenlerin ve Trump’un bir problem olarak görüldüğü andan itibaren ağız tadıyla yemek yiyemez olduk” cümlesiyle başlıyor sosyal coğrafyacı Christophe Guilluy . Toplumda, orta sınıfın kalmadığını, üst ve alt sınıfların varlıklarını sürdürdüğünü söyleyen Guilluy, alt sınıfların da ekonomi, kültür ve siyasetten bertaraf edildiklerini iddia ediyor. Yazara göre, orta sınıfı yok eden faktör popülizm.
Küreselleşmeyle birlikte, Avrupa’da her iki insandan birinin kaybettiğini öne süren Christophe Guilluy, bu kayıbın, şehirlerdeki evsizlerde veya çöplerde gezinenlerde değil, bu kaybın ekonomik olarak zayıf, coğrafi olarak marjinal olan gruplarda aranması gerektiğini söylüyor. Fransa’nın küçük ve orta ölçekli şehirlerinde sosyal hareketliliğin bittiğini, orta ölçekli aile çocuklarının, anne-babalarından farklı olmadıklarını belirten Christophe Guilluy, 2006’dan bu yana, orta sınıf ailelerden yüksek okula devam edenlerin sayısının azaldığını söylüyor.
“Eskiden, elitler toplumun adına konuşan ve koşturan siyasetçiler ve entellektüeller yetiştirirlerdi” diyen Christophe Guilluy, “Günümüzde bundan bahsetmek zor. Sağlıklı bir demokrasi için lazım olan bağ kırıldı” ifadesinde bulunuyor.
Margaret Thatcher’in ‘There is no society’ sözüne atıfta bulunan yazar, “Artık herkes başının çaresine baksın. Bu sağırlar için söylenmedi elbette. Yukarıdakilerin, aşağıdakilerle pek ilgisi yok” diyor. Yazara göre, bireyselleşme, altmışların mirası ve alt sınıfların aşağılanması, toplumun dağılmasında büyük rol oynadı.
‘Son yılların modası olan açık toplum büyük bir yanılgıydı’ diyen yazar, üst sınıftakilerin, yani şehirlerin pahalı ve lüks yerlerindekilerin, alt sınıflara açıklık ve çoğulculuk hakkında ders verdiklerini iddia ediyor. “Çok kültürlü toplumu öven ama çocuklarına daha beyaz okullar arayan bu grup iki yüzlüdür. Herkes farkındadır ki, yeni gelenler açık topluma alınmamaktadır. Onlar, şehirlerin kenarlarındaki sorunlu mahallelere yerleştirilirler” diyor yazar.
Popülizmi, Salvini, Trump ve diğerlerinin başlatmadığını, bunların bu gelişimin işaretleri olduğunu söyleyen Christophe Guilluy, “Popülistler ideolog değildir. Var olan sorulara cevap arayamaya çalışırlar. Bunu herkes yapabilir. Bu insanların illa Avrupa karşıtı, küreselleşme karşıtı veya göçmen karşıtı olmaları gerekmez. Sordukları ve istedikleri basit şeylerdir: İş, uygun bir gelir, kültürel sermayenin korunması” diyor.
Christophe Guilluy, Avrupa’da popülist dalganın, yumuşak gücün görülen sadece bir bölümü olduğunu, bunu alt kesimlerde uygulanan ve üst kesimi harekete geçiren zayıf bir güç olarak görüyor. İlginç tespit ise şu şekilde: “Alt sınıflar, toplumun nereye doğru gittiğini gösterirler. Elitler ise, bu değişime ya uyarlar ya da yok olurlar”.
Evet, Fransız sosyal coğrafyacı Christophe Guilluy’e göre, küreselleşme Avrupa’da orta sınıfı neredeyse ortadan kaldırdı. Avrupa’da toplum yeniden şekilleniyor. Yazara göre, bu süreçte, alt sınıfın, kaybedenlerin ve ezilenlerin yönelişleri önemli.
Veyis Güngör
15 Kasım 2018

Scroll naar boven
Scroll naar top