Yeniden bir Ramazan’a kavuşmanın heyecanı
içindeyiz. Genellikle ‘Hoş geldin ya Şehr-i Ramazan’ diye karşıladığımız
Ramazan’ı, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, Kovid-19 gölgesinde geçireceğiz.
Toplu iftarlar, alışılagelen teravih namazları, büyük aile iftarları yani Ramazan’ın
sosyal yönü, bu yıl fazla öne çıkmayacak. Yardımlaşma hariç elbette.
Ancak, bireysel tekamül, tecrübe, tefekkür, tat, terbiye, vuslat, sabır gibi
faaliyetler, yani insan ile Allah arasındaki ilişkiler, Ramazan’ın bize sunduğu
en büyük nimetler arasında olacak.
Ramazan’ın sosyal yönü, her yıl olduğu
gibi bu yıl da, Avrupa ülkeleri karar vericilerinin gündemine geldi. Avrupalı
karar vericiler öncelikle Müslümanların Ramazanlarını tebrik ettiler. Örneğin, Hollanda
hükümeti yayınladığı bir video ile, Ramazan’ın, Kovid-19’la da neşeli
olabileceği mesajını verdi. İftar ve sahurlarda, ailecek bir araya gelme
yerine, dijital görüntülü mesaj ve sohbetler yapılmasına dikkat çekilen video
mesajında, “Kurallara uyulduğu sürece, Ramazan Kovid-19’da da
güzeldir. Hollanda hükümeti adına, herkese hayırlı Ramazanlar dileriz.” denildi.
Ayrıca, Hollanda Adalet ve Güvenlik Bakanı Ferdinand Grapperhaus da yayınladığı
bir video ile Müslümanlara Ramazan mesajı verdi.
Avrupa’da Müslüman topluluğun yoğun olduğu
ülkelerden biri olan İngiltere’de de, Başbakan ve İşçi Partisi lideri
Ramazan’la ilgili birer mesaj yayınladılar.
Başbakan Boris Johson yayınladığı mesajında “Ne yazık ki bu yıl da ramazanda güvende kalmak için kurallara
uymak gerekiyor. Yine de oruç,
dua ve sadaka ayının tüm Müslümanlara çok fazla huzur getirmesini temenni
ediyorum.” ifadelerini kullandı.
İşçi Partisi lideri Keir Starmer ise mesajında, “Müslümanların yıl boyunca olduğu gibi Ramazan’da da gıda bankalarına
yardım ettiklerini, camilerin salgın aşısına destek verdiklerini” söyledi.
Ramazan ayının sosyal ve yardımlaşma ayı olduğuna dikkat çeken bir başka açıklama da, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)’den geldi. Açıklamada insanlığın karşı karşıya kaldığı Kovid-19 salgınından, mültecilerin ve zorunlu göç edenlerin tahminlerden daha fazla etkilendiklerine dikkat çekildi. BM adına yapılan açıklamada, Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi şöyle dedi: “Birlikte, mültecilere ve ülke içinde yerinden edilmişlere barınak, iftar için sıcak bir yemek, temiz su ve daha iyi ve daha güvenli bir gelecek umuduyla yardım edebiliriz.”
Avrupa karar vericileri, Ramazan ayımızı tebrik ederken, Kovid-19 kurullarına uymamıza dikkat çekiyorlar. Ramazan’ın salgın şartlarında da güzel olabileceği mesajı veriliyor. Ramazan’ın, bu yıl, her ne kadar Kovid-19 salgını gölgesinde idrak edilecek olsa da, Ramazan’ın olmazsa olmazları arasında yer alan, ‘yardımlaşma’ ön plana çıkıyor. Hem ülke içindeki ihtiyaç sahiplerine yardım, hem de ülke dışında, kamplarda, yollarda, dağlarda yani göç yollarında ölüm kalım mücadelesi verenlere yardım yapılmasına dikkat çekiliyor.
Ramazan ve oruçun bizlere sunduğu, bilhassa insanların izolasyon sürecinde yaşadığı salgın döneminde, daha da farklı bir anlam kazanan ‘bireysel nimete’ de kısaca değinmek isterim. Bu konuda, değerli ağabeyimiz Sait Başer’in, Ramazan’ın ilk günü, TRT Radyo 1’e yaptığı açıklama dikkate şayandır. ‘Oruç ile niyet arasında bir ilişki ve anlam değerlenişi’ vardır diyen Başer, ‘niyetsiz bir aç adamın, yalnızlık, sefâlet, çoraklık, yılgınlık gibi duygulara kapılabileceğini’ söylüyor. ‘Oruca niyetlenmiş bir mü’min ise kendisini sürekli Cenâb-ı Hak ile berâber hissetmekte…’ olduğunu ifade ediyor Sait Başer.
Bizler de, Ramazan’da, öncelikle, oruca halis bir niyetle başlayan, oruç ibadetini bize farz kılan yüce Yaratıcı’yla birlikte olmayı hisseden, şehâdet psikolojisi içinde huzur zevkine erenler olmaya gayret edelim. Aynı zamanda, sosyal yardımlaşma, ihtiyaç sahipleriyle bütünleşme de, bu Ramazan’ın en önemli faaliyetlerinden birisi olmalıdır elbette.
Bu vesileyle, idrak etmeye başladığımız, Şehr-i Ramazanınızı tebrik eder, şahıslarımız, ailelerimiz, milletimiz ve insanlığa hayırlara vesile olmasını dilerim.
Veyis Güngör
13 Nisan 2021