Avrupa Müslümanları ve siyasi bilinç

Almanya seçimlerinden hemen sonra, Strasburg’tan yayın yapan Medya Türk Tv’de Avrupa müslümanlarının siyasi bilinci üzerine bir program yapıldı. Değerli dostum Ali Gedikoğlu’nun yönettiği tartışma programına Almanya’dan BİG Partisi Genel Başkanı Haluk Yıldız, Fransa’dan PEJ Partisi Genel Başkanı Şakir Çolak ve Hollanda’dan da bendeniz konuşmacı olarak katıldık. Konu, ‘Avrupa’daki müslümanların siyasi bilinçleri’ydi. Geçen hafta aynı konuda bir araştırmanın sonuçları yayınlandı. İlginç tesbitler var.

Avrupa genelinde yapılan araştırma Amerikalı siyaset bilimci Rafaela Dancygier tarafından yapıldı. ‘Dilemmas of Inclusion. Muslims in European Politics’ başlığını taşıyor. Geçen hafta yayınlanan araştırma sonucuna göre “seçim kazanmak için müslümanları partiye almak, müslümanların sosyal entegrasyonunu ilerletmiyor”. Dancygier’in araştırması Avusturya, Almanya, Belçika ve İngiltere’nin şehirlerindeki seksenbin müslüman adayı kapsıyor. Özellikle sosyal demokrat partiler, göçmenlerin sempati duydukları partileri oldukları için, çok kültürlü bir ikilem yaşamaktalar. Çünkü bu partilerin, Birmingham’da bir Pakistanlı, Berlinde bir Türk, Belçika’da bir Fas’lı adayı kabul etmemeleri bu şehirlerde büyük oy kaybı anlamına gelir.

Araştırma sonuçlarında dikkat çeken bir başka can alıcı nokta ise ‘siyasi parti ile müslümanların dünya görüşlerinin bir süre sonra çatışması’dır. Araştırmacı Rafaela Dancygier, İngiliz İşçi Partisinin 2015 seçim kampanyasında Birmingham’da bu tür bir sorun yaşadığına dikkat çekiyor. Bir seçim toplantısında aynı salonda ayrı oturan erkek ve kadınların fotoğrafının basında yayınlanmasıyla eleştiriler başlar. İşçi Partisi ‘kadın haklarında yüz yıl süreyle verilen mücadeleye sırt çevirdi’ suçlamasıyla karşı karşıya kalır. Bu ikilem hem siyasi parti için hem de müslümanlar için hiç hoş olmayan bir gelişmedir tabiiki.

Medya Türk Tv programına dönersek. Almanya’daki BİG Partisi Genel Başkanı Haluk Yıldız ve Fransa’daki PEJ Partisi Genel Başkanı Şakir Çolak’ın değerlendirmeleri Amerikalı araştırmacı Rafaela Dancygier’in bulgularıyla yer yer örtüşüyor. Her iki konuşmacı, Avrupa’daki geleneksel siyasi partilerin müslümanlara parti içinde yükselme şansı vermediklerini savunuyorlar. Partiler içinde hareket alanı daraltılan müslüman siyasetçilerin yavaş yavaş partilerden ayrıldıklarını söyleyen başkanlar, siyasi alanda var olabilmenin, hatta eşit vatandaşlar seviyesine gelebilmenin yolunun kendi partilerimizi kurmakla olacağını düşünüyorlar. Avrupa’da siyasette başarılı olabilmenin yolunun da müslümanların siyasi bilinçlerinin arttırılmasında görüyorlar. İlave ediyorlar, kurulan siyasi partilerin tek başına bu siyasi bilinci oluşturmasının zor olacağını, STK’lara da büyük görev düştüğüne vurgu yapıyorlar.

Bilindiği üzere Hollanda’da, PvdA (İşçi Partisi)’nden dışlanan Türk kökenli milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, Denk Partisini kurdular. Kısa bir hazırlık sonrasında bu yılın Mart ayında yapılan seçimlerde üç milletvekiliyle Hollanda meclisine girmeyi başardılar. Tabiiki bu Hollanda’daki müslümanların siyasi bilinçlerinden kaynaklanan bir başarı olarak görülmemeli. Kuzu ve Öztürk’e yapılan haksızlık, Denk Partisinin milletvekili çıkarmasında önemli rol oynadı elbette. Muhafazakar göçmen/müslümanlar oylarını tereddüt etmeden Denk’e verdiler.

Geleneksel partilerden rahatsız olanlar sadece müslümanlar değil elbette. Avrupa’da geleneksel siyasi partilerden memnun olmayanların kurdukları yeni partiler doğuyor. Bunlar lokal siyasette başarılı olup, ulusal düzeyde de milletvekili çıkartabiliyorlar. Bu gelişme Avrupa’da siyasetin yeniden şekilleneceği gösteriyor.

Evet. Siyasi katılım, siyasi bilinç, siyasi temsil Avrupa müslümanlarının en önemli sorunlarından biridir. Yıllardır, sayıları onbinleri aşan müslüman siyasetçi geleneksel partilerde siyasi mücadele verdiler. Tecrübeler edindiler. Bazıları dışlandı. Bunların bazıları artık partilerimizi kurarak siyasi katılım mücadelesi verilmesini savunuyorlar. Elbette bunun tersini düşünenler de var. Mevcut partilerin tecrübeleri, bilgi ve donanımları, ilişki ağları siyasi mücadelemiz için önemlidir düşüncesinde olanlar da var. Her iki seçenek de müslümanların siyasi bilincini yükseltmeye katkıda bulunacaktır. Tabiiki bu sürece destek verecek düşünce kuruluşlarının da sayısı artmalıdır. Siyasi bilinçlenme kolay bir süreç olmayacaktır.

Veyis Güngör
23 Ekim 2017

 

Scroll naar boven
Scroll naar top