Ankara sesimizi duydu, Türk diasporası TBMM’DE

Ankara uzun yıllar ihmal edilen bir konuyu daha gündemine aldı. Avrupa’daki toplantılarda, sölenlerde, mitinglerde on yıllar önce ‘Ankara Ankara Duy Sesimizi’ sloganı atılırdı. Özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk topluluğu için Ankara’nın politikası: ‘saldım çayıra Mevlam kayıra’ olarak tarif edilirdi. Yıllar geçti, devir değişti. Artık günümüz Ankara’sı Türk diasporasından bahsediyor. Hatta bu yönde bir de kanun teklifi hazırlandı. AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu tarafından hazırlanan teklifde TBMM’de bir “Göç ve Diaspora Komisyonu” kurulması isteniyor. Geç olsa da bu günleri görmek insanı mutlu ediyor. En azından sahipsiz olmadığınızı hissediyorsunuz.
Mustafa Yeneroğlu kanun teklifi gerekçesini şöyle tanımlamış: “Günümüzde sayısı milyonları bulan Türk toplumu yurt dışında kalıcı olarak yaşamlarını sürdürmeye başlamıştır. Bir taraftan yurt dışında kalıcı olan ve yaşadıkları ülkelerle bağlarını güçlendiren, diğer taraftan Türkiye ile kültürel ve hukuki bağlarını yoğun bir şekilde devam ettiren bu kitle, gelinen nokta itibarıyla niteliği, ihtiyaçları ve sorunları bakımından bir ‘Türk  diasporası’ olgusunu ortaya çıkarmıştır”.

Kanun teklifinde ortaya konulan Türk diasporası, özelde de Avrupa Türk diaspora olgusu üzerine sivil toplum uzun zamandır çalışıyor. Özellikle Avrupa Türk diasporası tanımı, aktörleri, faaliyetleri üzerine bir çok etkinlik yapıldı. İsterseniz bunlardan sadece bir kaç tanesini hatırlayalım. 18 aralık 2014 tarihinde Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi ve Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) tarafından Ankara’da Uluslararası Göçmenler Günü münasebetiyle “Göç’ün 50’nci Yılı; Göçmenlikten Diaspora’ya Hollanda Türkleri” konulu Çalıştayı yapıldı. Yine Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi Erol Güngör Diaspora Araştırma Merkezi ve MADED işbirliği ile 28 Şubat 2015 tarihinde organize Konya’da ‘Avrupa Türk Diasporasının Bölgesel Kalkınmalara Katkısı’ çalıştayı yapıldı. 2016’nın Nisan ayında İstanbul’da TASAM Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından Sivil Global Zirvesi Göç Konferansı organize edildi. Konferansta “Türk diasporası (teori), Avrupa Türk diasporası tanımı, aktörleri, Avrupa Türk diasporası vizyonu ve sivil diplomasi” tarafımdan anlatıldı.

Konu diaspora’dan açılmışken, son beş yıldır yaptığımız diaspora faaliyetlerine verilen reaksiyonlar ve cevaplara da kısaca değinmekte fayda var. Özet olarak ele alırsak. Diaspora deyimi biz Türkler’e antipatik gelebiliyor. Bu deyim ilk önce dünyanın çeşitli yerlerinde kümelenmiş olan Yahudiler için kullanılmıştı. Daha sonra Ermeniler için de kullanıldı. ‘Diaspora’ kelimesinin sözlük anlamı: Anavatanlarını terkedip başka yerde yaşamaya başlamış etnik gruplar’dır. Yani ülkesinden göçe zorlanmış topluluklardır. Bu yönde farklı tanımlar da bulunmaktadır. Örneğin: Diaspora; doğduğu ülkeden başka ülkelere göç eden veya göç edenlerin soyundan gelen ve geldiği ülke ile ortak ulusal, hemşehrilik veya etnik kimliği paylaşan nüfustur.’ (Metin Arcan, Radikal 25/04/2015)

Demek oluyor ki, ekonomik yönden göçe zorlanmış ve Avrupa’ya yerleşmiş Türkler için de aynı tanımı kullanabiliriz.

 

Acizane şahsım da, Türkiye’de bizim için yıllardır yakıştırılan ‘gurbetci, Almancı’ ve Avrupa’da da ‘yabancı işçi’ veya ‘misafir işçi’ gibi deyimler yerine, uluslararası bilinen ‘diaspora’ deyimini kullanmayı uygun görmekteyim. ‘Avrupalı Türkler’ kavramı da uygundur.

Avrupa Türk diasporası tanımına gelince; Türkiye ve Avrupa’ya aidiyet duyan, Avrupa’yı Türkiye’ye, Türkiye’yi de Avrupa’ya bağlayan topluluklardır. Bu topluluklar aynı zamanda, tarihi ve kültürel ilişkilerimizin olduğu dünyadaki tüm mazlumlar için de sorumluluk hisseder.
Evet. Mustafa Yeneroğlu’nun TBMM için hazırladığı ‘Göç ve diaspora’ komisyonu kurulması teklifi, Türk diasporası ve hasseten Avrupa Türk diasporasını hafızalarımızda tazelemiş oldu. Avrupa Türk diasporasından ne anladığımızı da bir defa daha ifade etme şansı yakaladık. Yeneroğlu’nu tebrik ediyorum. Ancak, mesele ‘Göç ve diaspora’ komisyonunun kurulmasıyla bitmiyor. Diaspora, Avrupa’daki Türk münevverleri tarafından geniş bir şekilde tartışılmalı, felsefesi yapılmalı ve bir misyon olarak yeni nesillere hediye edilmeli.

Veyis Güngör
7 Ağustos 2017

Scroll naar boven
Scroll naar top