68 ruhu ve Avrupa’da yeni sağ hareketler!

Siyasi tarihe ‘68 ruhu’ olarak geçen bir hareketin ellinci yılındayız. Aradan tam elli yıl geçti. Sol, devrimci, anarşist, isyancı olarak tanımlanan ‘68 ruhu’ taraftarlarının, arzu ettikleri kültür ve sosyal değimişi ne kadar gerçekleştirdikleri elbette bir tartışma konusu. Ama ‘68 ruhu’nun başta Avrupa olmak üzere, bir çok ülkede gençliği etkilemesi, başlı başına bir başarı olarak düşünülebilir.
Ancak ‘68 ruhu’nun ellinci yılında, yine Avrupa’da yeni sağ hareketi baş göstermiş durumda. Hem de ‘68 ruhu’yla kavga ve hesaplaşmayı hedeflemektedir.

Yeni sağ harekete geçmeden önce kısaca ‘68 ruhu’ üzerinde duralım.
‘68 ruhu’ veya hareketi, 50 yıl önce, mayıs ayında Fransa’da, öğrenci hareketleri olarak başladı. Öğrenci hareketi kısa zamanda işçi hareketiyle birleşti. ‘68 Hareketi’, Fransa’dan sonra, İtalya başta olmak üzere Almanya ve diğer ülkelere de birden sıçradı. Öğrenciler ve işçiler sokaklara döküldüler. 13 Mayıs günü başlayan grev, on milyon Fransız’ın işi bırakmasını beraberinde getirdi. Bireysel hürriyet isteyen devrimci protestocular, otoriteye meydan okuyordu. Amerika’nın Vietnam’da devam ettirdiği savaş protesto ediliyordu. Berlin ve Frankfurt’ta sokağa dökülen sol gruplar, Nazi dönemiyle tekrar ve tam olarak sorgulanmasını istediler.
Uzun saç bırakmak, kot pantolan giymek gençlerin ortak özellikleriydi. Ve yıllar içinde, Avrupa’nın karar vericileri ortaya koydukları entegrasyon ve katılımcı politikalarıyla bu grupları topluma kazandırdılar. Grupları normalleştirdiler.
50 yıl sonra. 2018 yılında, aynı Avrupa’da yeni bir hareket sokaklara çıkıyor. ‘Yeni sağ’ veya ‘Génération Identitaire’ (Kimlikçi Nesil) da olarak isimlendiren bu grubun en büyük düşmanı, 50 yıldır yönetimleri etkileyen sol elit gruplardır. Bu elit grup, 68’liler olarak bilinen, mültecileri kucaklayan, Batı Medeniyetini ortadan kaldırmak isteyen kültür Marksistleri. Kendilerini 68 kuşağının kurbanı olarak gören bu yeni sağ hareket, 2012 yılında 60 üyesiyle Batı-Fransa’nın Poitiers şehrinde bir camiyi işgal ederek seslerini duyurmuşlardı. Sonraki yıllarda İtalya, Avusturya, Belçika, Almanya ve İngiltere’de de şubeleri açılan bu yeni sağ hakeret, binlerce üyesi ve sempatizanlarıyla sokaklara çıkıp, Avrupa’nın İslamlaşmasını protesto ediyorlar.
‘Yeni sağ hareket’in Hollanda ayağı, Demokrasi Forumu Kurumu bir yaz okulu düzenledi.
Yeni nesil öğrencilere yönelik yaz kursu, ‘68 ruhu’nu silmeyi amaçlıyordu. ‘Yeni sağ hareket’
‘68 ruhu’nu; ‘Yoğun bir göç kabul etme, Avrupa para birliğini kabul etme, çok kültürlülüğü savunma, kendi tarih ve kültüründen utanma’ olarak tanımlanıyor.
Avrupa’daki bu dönüşüme muhafazakar düşünürler de destek veriyorlar. Bu çerçevede geçen yıl muhafazakar entellektüeller ‘Gerçek Avrupa’ başlıklı bir manifesto yayınladılar. Roger Scruton ve Bart Jan Spruyt’un da yazılarının yer aldığı manifestoda, gerçek Avrupa’nın Yunan ve Romalılarca oluşturulduğu ve Hıristiyanlık tarafından da olgunlaştırıldığı iddia ediliyor. Ancak, gerçek Avrupa’nın elli yıldır ‘68 ruhu’ tarafından tarumar edildiği ve üzerine hiç bir şey konulmadığı söyleniyor.
Tilburg Üniversitesinden Ico Maly, elli yıl önce sol hareketlerde olduğu gibi, şimdi de ‘Yeni sağ hareketler’in uluslararası bir özelliğe sahip olduğunu belirtiyor. Maly, “İster N-VA-trolleri olsun, ister Baudet-fanları, ister Avrupa aktivistleri, isterse alt-right adıyla olsun, farkeden bir şey yok, hepsi milli perspektiften hereket eden aynı ideolojileri kapsıyor” diyor. Yani Hollanda’da Wilders, Macaristan’da Orban ve Fransa’da Marine Le Pen, resmi olmayan birliktelikler oluşturuyorlar ve hareket ediyorlar.
‘Yeni sağ hareket’in düşünürleri, eylemcileri ve siyasi temsilcilerinin ortak özelliği, eskiye özlem duymak ve yeni milli dünya düzeni oluşturmak. Bu düzeninin merkezinde birey değil, toplum olacaktır.
Evet, ‘68 ruhu’ veya hareteki, 50’inci yılında yine Avrupa’da ortaya çıkan ‘Yeni sağ hareketlerle’ hesaba çekiliyor ve sorgulanıyor. ‘68 ruhu’, Avrupa’nın bu hale gelmesinde sorumlu tutuluyor. ‘Avrupa’nın yeniden köklerine dönmesi’ sloganıyla başlatılan ‘Yeni sağ hareket’, sadece
‘68 ruhu’ ile hesaplaşmakla kalmıyor. Aynı zaman da Avrupa’da İslam’ın kurumlaşmamasını da istiyor. Avrupa’nın İslamlaşmasının önlenmesini dillendiriyor. Yani ‘Yeni sağ hareket’in hedefinde Müslümanlar da var. Tehlike çanları sadece ‘68 ruhu’ için değil Müslümanlar için de çalıyor.
Avrupa karar vericileri gidişattan asla memnun değiller.
Veyis Güngör
17 Mayıs 2018

Scroll naar boven
Scroll naar top