2019 için 10 iyi niyet…

Yeni yılın ilk günlerindeyiz. Geçen yılın son gecesi, Amsterdam’da yoğun havai fişekler atıldı. Her yeri barut kokusu sardı. Eğlenceler ve yılbaşı kutlamaları gece geç saatlere kadar devam etti. Şehir merkezindeki meydanlar ve sokaklar doluydu. Ertesi gün ise öğle saatlerine kadar müthiş bir sessizlik hakimdi her yere. Yılın ilk günü millet evlerinde dinlendi. İkinci gün ise mesai başladı.

Yılın ilk mesai günü, sabah saatlerinde Amsterdam Türk Tasavvuf Musikisi Grubundan Udi Cengiz Özkaynak Watshap grubuna şunları yazdı: “Sabah şerifleriniz hayr olsun. Hollanda’da adettendir, 2019 için “goede voornemens” (iyi niyetler) olarak düşündüğünüz bir veya birkaç fikriniz var mı? Kendime arıyorum, belki sizden ilham alırım”.

Saatler sonra, okunacak yazıları karıştırırken “Kendinizi şaşırtın, akıllı telefonunuzu atın bir kenara: 2019 için 10 iyi niyet” yazısını okumaya başladım. Hemen aklıma Cengiz’in sabah gönderdiği mesaj geldi. Ve yazıyı gönderdim. Cengiz Özkaynak’tan gelen cevap ilginçti. Özkaynak, “Evet, 2019 benim için minimalizm yılı olacak inşallah” diyordu.

De Groene Amsterdammer gazetesi, geçmiş yıllarda yayınlanan on makalele oluşan on seçmiş. Okuyucuya, 2019 için on iyi niyet yazısı sunmuş. Birbirinden ilginç makalelerin bazılarına kısaca, gelin hep birlikte göz atalım.

Kanaat sahibi ol ve dünyayı iyileştir
Yazar Pepijn Vloemans, Ahlaklı tüketim, sloganı ile ‘dünyayı iyileştir: az satın al’ başlıklı bir makale yazmış. Vloemans, şöyle diyor: “yeni anlaşmalara göre, çevre sorunlarını ancak kapitalizm çözer” diyorlar. Peki, “pazar yeşil iddiaları ve istekleri yerine getirebilir mi?” Sorusunu soruyor. “İhtiyaçları bireysel ve bilinçli olarak satın almak, yani kanaat sahibi olmak dünyayı iyileştirmek yeni bir gösteri şeklidir günümüzde” diyor yazar.

Kendinize sürpriz yapın
Stephan Sanders, makalesinde “köpek kulübesinde havlayan bir köpek misali, hırlayan ve bazen ısıran kimliklerle yaşıyoruz” diyor. “Bağıran kalabalıklar içinde, kendini dinle” diyen Sanders, “farklılıkları kabul etme cesaretini göster” diyor. “Çok kültürlülükten korkma. Çok sade ve gösterişsiz ol. Dışarı çıkıp başkalarıyla oynama yüreğine sahip ol” diye devam ediyor Sanders.

Facebook’u terk et!
“İki milyardan fazla insan, gözü kapalı kişisel bilgilerini Facebook’a teslim etti” diyen John Lanchester ise, “Facebook kurucusu Mark Zuckerberg’in Büyük İskender’e benzediğini zira, ele geçirilecek dünyanın kalmadığını” söylüyor. İnsanlığın günümüzde neredeyse Facebook’a bağımlı hale geldiği söyleyen Lanchester, yapılan araştırmaların Facebook’un insanları kötü hissetmeye sürüklediğine dikkat çekiyor. Yazar, bir gün insanların bu ağı kullanmayı terkedeceklerini düşünüyor.

Akıllı telefonu bırak!
Casper Thompson, “akıllı telefondan beklentimiz, birbirimize olan beklentiden daha fazla oldu” diyor. İngiliz piyasa araştırmaları sonuçlarına göre akıllı telefon kullanan birisi günde ortalama 221 kere telefonunu yokluyor, bakıyor. Hollanda’da insanlar günlük telefona ortalama üç saat zaman ayırıyorlar. Thompson, “akıllı telefonların sadece insan ilişkilerini, sohbetlerini berbat etmekle kalmadığını aynı zamanda insanın varoluş misyonuna eğilecek zaman bırakmadığını” da söylüyor.

Kimse köle değildir
Yazar Koen Haegens, ‘Kimse köle değildir’ başlıklı makalesinde nefsin isteklerine sınırlar koymamızı öneriyor. Örneğin şeker yememek gibi, her dakika akıllı telefona bakmamak gibi. “O kadar bolluğun ve özgürlüğün içinde neden isteklerimize toplu engeller koymalıyız” sorusuna ise Haegens “köle olmamak için kendimize sınırlar çizmemiz gerekir” diyor. Haegens’e göre sınırsızlık ve disiplinsizlik bize insanlığımızı unutturur.

Evet, gazetenin geçmiş yıllar içinden seçtiği iyi niyet gösteren makalelerin bazıları bu şekilde.
Seçilen makalelerden de anlaşıldığı üzere, tüketim toplumunda insanın adeta esir alındığına işaret ediliyor. Alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz, isteklerimize sınırlar koymamız salık veriliyor. İnsanın kendisine zaman ayırmaması, zira teknoloji ürünleri tarafından oyalandığı belirtiliyor. Sürekli alışveriş, devamlı sosyal medya ile meşgul olma, doyumsuzluk insanı hasta ediyor.

O zaman, 2019’da daha anlamlı ve varoluş esprisine uygun bir hayat yaşanabilir. Bu, modernitenin insanı alabildiğine sarmaladığı bir dönemde de uygulanabilir. İyi niyet önerilerinin günlük yaşamımızda uygulanması bir irade meselesidir.

Veyis Güngör
4 Ocak 2019

Scroll naar boven
Scroll naar top