Hollanda Türk toplumunun geleceği üzerine…

Geride bıraktığımız hafa sonu Rotterdam’da ‘Hollanda Türk toplumunun geleceği’ konulu bir istişare toplantısı yapıldı. HOTİAD’ın (Hollanda Türk İşadamları Derneği) ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya yetmiş beş kişi davetliydi. Davetliler listesi, topluma sundukları katkılar ve sahip oldukları potansiyel ya da toplumsal konularda söyleyecek sözü olduğu düşünülerek tespit edilmiş. Davetiyede özellikle katılımcıların her hangi bir grubu veya kurumu temsilen davet edilmedikleri belirtilmiş. Güzel havaya rağmen toplantıya ilgi oldukça fazlaydı.

Toplantı bir fikir alışverişi özelliği taşıyordu. Amacı ise, Hollanda’da karar alma süreçlerini etkileme, doğru politikalar izlenmesine katkıda bulunma, nitelikli çalışmalar yapılması ve yaşanan sorunlara muhtemel çözümler üretmek için platform oluşturma olarak tanımlandı. Farklı düşüncelere sahip olan bireylerin katıldığı ve bir fikir ve bilgi paylaşımı olarak yapılan toplantıya ileride yeni katılımcıların da davet edileceği belirtildi.

İstişare toplantısında bir çok sorun dile getirildi. Öne çıkan üç ayrı konu ise Hollanda Türk toplumunun konumu, algı ve STK’ların pozisyonu oldu.

Hollanda Türk toplumu elli yıllık bir göçmenlik tarihine sahip. Sayımız yarım milyona yakın ve büyük bir kısmımız Hollanda vatandaşı. Ortalama hemen hemen her Türk ailesinde bir yüksek okul veya üniversite mezunu var. Her dört aileden birisi satın aldığı evde oturuyor. Girişimcilik alanında diğer azınlık gruplara göre oldukca güclü bir konumdayız. Binlerce Türk girişimcilerimiz yılda milyarlarca avroluk ciro gerçekleştirip on binlerce kişiye iş imkanı sağlıyorlar. On binlerce Türk gencimiz yüksek okul veya üniversite mezunu ve on binlercesi öğrenimlerini sürdürmekteler. Türklerin Hollanda’da oylarıyla etkili olmaya başladıklarını gözlemliyoruz. Hollanda parlamentosunda Türk kökenli milletvekilleri var ve yüzlerce Türk belediye meclis üyesi olarak yerel yönetimlerde etkin görev alıyor.
Bütün bunlara rağmen, sorunlarımız da var. Bunların başında hala Hollanda’da sistemin işleyişi hakkında bilgi eksikliğimiz var. Sosyolojik olarak içe kapanık konumdayız. Sosyo kültürel, değerler, toplum birey ilişkilerinde sorunlar yaşanıyor.  Her beş Türk gencinden birisi Hollanda’yla aidiyet sorunu yaşamakta.

Hollanda’daki Türk toplumunun Hollandalılar tarafından nasıl algılandığı da öne çıkan önemli bir konu oldu toplantıda. Bu algının oldukça olumsuz olduğuna dikkat çekildi. Hollandalılar bizi daha çok Türkiye üzerinden değerlendirip konuşlandırmaya çalışıyorlar. Bir başka ifadeyle bizim Türkiye’deki gelişmeleri nasıl gördüğümüze, nerede yer aldığımıza göre bizi değerlendiriyorlar denildi. Böyle bir yaklaşım hem konumumuzu hem ilişkilerimizi zorlaştırır. Ayrışmanın, iki toplum arasında mesafenin daha çok açılmasını beraberinde getirir. Geleceğimiz için tehlike arz eder.

STK’lar yıllardır bir çok toplantıda olduğu gibi bu toplantıda da dile getirilen sorunlar arasındaydı. Mevcut STK’lardan; sayılarının çok fazla olduğundan, fonksiyonel olmadıklarından, lobi (?) bile yapamadıklarından şikayet edildi. Buna karşılık, bir alternatif model, çözüm, formül de ortaya konulmadı. Ancak yetişmiş gençlerin STK’larda görev almaları ya da uzmanlıklara göre yeni STK’ların oluşması fikri de önemlidir.

Toplantıda göze batan bir nokta da, gençler ile yetişkinlerin olaylara, sorunlara bakış, analiz ve çözüm önerilerindeki farklılıklarıydı. Gençler, müthiş bir özgüvenle ve burunlarından kıl aldırmamayı öne çıkararak, konuşmalarında sık sık kendi kurdukları yeni teşkilatlara dikkat çektiler. Yetişkinler de daha çok birilerini suçlayan, şikayet eden, sorunları sıralayan bir görünüm arz ettiler. Siyasetçiler de başka bir havadaydılar sanki…

HOTIAD öncülüğünde yapılan bu toplantı elbette önemli bir adım. Hollanda Türk toplumunun konumunun ele alınması, durum tespiti yapılması bile önemlidir. Kaldı ki toplantı esnasında üzerinde düşünülmesi gereken bir çok fikir ortaya çıktı. Birey ve kurum olarak yapılabilecekler dile getirildi. İmaj algısını yönetmek, kurumların dışa dönük faaliyetler yapması bunlardan bazıları. ‘Çifte aidiyet, diaspora, transnasyonal kimlik, Hollandalı Türkler’ kavramların yeniden tanımlanması, felsefesinin yapılması toplantıdan aklıma takılan görüşler arasındaydı. Hollanda’da ortak geleceğimiz için yeni düşünce kuruluşları, network grupları, komisyonların harekete geçirilmesi de teklifler arasındaydı.

Toplantıda somut kararlar alınmasa da, ki sosyal meselelerde bir, iki toplantıyla hemen sonuca varılmaz, toplantının katılımcıları Hollanda Türk toplumunun geleceği üzerine yeniden düşünmeye sevk etmesi bile başlı başına bir başarıdır. Devamının, farklı yöntemlerle gelmesini temenni ederim.

Veyis Güngör
26 Mayıs 2017

 

 

 

 

 

Scroll naar boven
Scroll naar top