Hollanda seçimleri: D66’nın yükselişi ve aşırı sağ’a verilen mesaj

29 Ekim günü yapılan Hollanda genel seçimlerinde, sosyal liberal parti D66 ile aşırı sağcı popülist PVV başa baş yarıştılar. İki parti arasındaki oy farkı bin iki yüz civarında kaldı. Oyların yüzde 98,6’sı sayıldı. Buna göre siyasi tablo şöyle şekillendi:
D66 26, PVV 26, VVD 22, Yeşil Sol/İşçi Partisi 20, CDA 18, JA21 9, FvD 7, BBB 4, SP 3, DENK 3, PvdD 3, SGP 3, CU 3, 50Plus 2, Volt 1 milletvekili kazandı.

Seçimlere katılım oranı yüzde 78,6 olarak gerçekleşti, bu oran 2023 seçimlerindeki yüzde 78,1’in biraz üzerindeydi.

Seçim sonuçlara göre, liberal sol parti D66 seçimlerin kazananı oldu. Milletvekili sayısını 26’ya çıkararak 17 yeni sandalye elde etti. Buna karşın, aşırı ırkçı PVV 11 milletvekili kaybederek D66 ile aynı sayıda milletvekili çıkarabildi. Sağ liberal VVD ise iki sandalye kaybına rağmen 22 milletvekiliyle meclisteki ağırlığını korudu ve olası koalisyon senaryolarında kilit parti konumunu sürdürdü.

Sosyal demokrat cephede, Yeşil Sol/İşçi Partisi beklenen başarıyı yakalayamadı; 5 milletvekili kaybederek 20 sandalyede kaldı. Parti lideri Frans Timmermans, seçim akşamı başarısızlığı üstlenerek istifasını açıkladı.

Diğer taraftan Hristiyan Demokrat CDA, uzun süredir görmediği bir yükselişle 5’ten 18 milletvekiline ulaştı ve koalisyon denkleminde adı yeniden anılır oldu.

Türklerin ve Müslümanların desteğini alan DENK Partisi, üç milletvekiliyle meclisteki varlığını korudu. Hayvanlar Partisi (PvdD) de benzer şekilde 3 milletvekiliyle temsil edilmeye devam edecek.

Ortaya çıkan siyasi tablo, ilk bakışta milyonlarca Hollandalının aşırı sağcı ve ırkçı PVV’ye kırmızı kart gösterdiğini ortaya koyuyor. Ancak PVV’nin bir kısmı oylarını ideolojik olarak benzer çizgideki FvD ve JA21 partilerine kaydırdığı için, ırkçılığın Hollanda toplumunda hâlâ sosyal bir yara olarak varlığını sürdürdüğü görülüyor.

Bu seçimlerde dikkat çeken bir diğer unsur, D66 lideri Rob Jetten’in yükselişidir. Hollanda hükümetinin Filistin politikasını eleştiren ve Kırmızı Çizgi Hareketi’ne destek veren ve meydanlarda konuşan Jetten’in partisinin, Hollanda siyasi tarihinde ilk kez bu kadar yüksek oy alması, kamuoyunda vicdani bir rahatlama oluşturdu. Bu rahatlama umarım ülkedeki göçmen kökenli topluluklara da yansır.

Koalisyon senaryolarında, şimdilik, seçim öncesi de gündeme gelen D66, CDA, Yeşil Sol/İşçi Partisi ve JA21 formülü öne çıkıyor. Daha geniş tabanlı bir seçenek olarak ise D66, VVD, CDA ve Yeşil Sol/İşçi Partisi kombinasyonu tartışılıyor.

Hollanda’daki Türk seçmenler ise bu seçimlerde DENK Partisi başta olmak üzere Yeşil Sol/İşçi Partisi, VVD, CDA, Volt ve PvdD gibi farklı siyasi partilere yöneldiler. Bu çeşitlilik, seçimlere katılan 34 Türk kökenli adayın farklı partilerin listelerinde yer almalarında kaynaklandı.

Seçmen olarak ortaya koyulan bu tercih Türklerin ana akım siyasi partilerde mi yoksa kendi değerleriyle daha bütünlüklü olarak uyuşan DENK gibi oluşumlar altında siyaset yapması mı daha efektif sonuçlar doğurur sorusunun cevabı için bize bir yol çiziyor.

Arzumuz, seçim sonuçları ile birlikte Hollanda siyasetinde yeni bir dönemin başlamasıdır. D66’nın yükselişi, aşırı sağın sınırlanması ve CDA’nın yeniden sahneye çıkışı, siyasetin merkeze döndüğünün işaretleri olarak görmek isteriz. Hollanda toplum değerleri tekrar siyasette kendini göstermelidir. Adalet, eşitlik ve birlikte yaşama kültürü güçlendirilmelidir. Bu arada, ırkçılık ve ayrımcılık hâlâ göçmen kökenli topluluklar için ciddi bir sorun olmaya devam ettiğinin altı çizilmelidir. Bu nedenle yeni hükümetin önünde sadece ekonomik kararlar değil, norm ve değerler ile alakalı sorumluluk da bulunuyor.

Ayrıştırıcı değil birleştirici bir siyaset özlüyoruz. Seçim sonuçlarının hayırlı olmasını diler, demokrasinin krizlere girmeden, hukuk ile beslenmesini dilerim.

Veyis Güngör

30 Ekim 2025

Scroll naar boven
Scroll naar top