Kurumsal hafızayı temsil edenlerle konuşmak…

Geçtiğimiz hafta ilki Oostzaan, ikincisi Hilversum üçüncüsü Amsterdam, dördüncüsü yine Oostzaan ve beşincisi de Zaandam olmak üzere beş ayrı görüşme gerçekleştirdim. Bu görüşmelerde, her biri kendi alanında derin birikime sahip, deneyimleriyle adeta ‘bilgi ağacı’na dönüşmüş ve Hollanda Türklerinin kurumsal hafızasını temsil eden beş değerli kişiyle sohbet ettim. Bu isimler Hollanda Türk tarihinin en az 50 yılına hakim olup, etkin ve aktif rol almış isimler. Birisi hariç, dört kişi ile, havaların güzel olması nedeniyle terasta oturduk. ‘Terasta tedirgin olmadık’ desek yalan olur. Çünkü bir kaç gün önce Hollanda’da bir otelin terasında bir Türk vatandaşı kurşunlanarak öldürülmüştü.

Hollanda Türk toplumunun kurumsal hafızasını edenlerden birisi Hollandalı ama Türkçe biliyor ve yirmili yaşlardan itibaren Türklerin içinde yaşıyor. Hatta Türk kültürüne, Hollanda’da bir çok Türk’ten daha fazla hizmet etmiş bir Hollandalı. Diğer dört isim, sivil toplum, siyaset, medya başta olmak üzere bir çok alanda Türk vatandaşlarının çıkarları için on yıllarca koşturmuşlar. Hepsi o kadar tecrübeye sahipler ki, saatlerce anlatabilirler. Hepsi, kıymetleri bugün fazla değrlendirilmiş olmasa da, ayrı bir değer.

Bu ‘bu bilgi ağaçları’ ile neler konuştuğumuzu merak ediyorsunuzdur elbette. Neler konuşmadık ki. Lahey Büyükelçisinin görev değişikliğinden tutun da, Rijskwijk’te bir otelin terasında öldürülen Türkün kim olduğu, Hollanda hükümetinin gündeminde olan Hollanda’ya dışarıdan karışma, yani diaspora casusluğu, Hollanda’da 4 mayıs ölüleri anma günü kutlamaları, görülmek istenmeyen İsrail soykırımı, yeni yayınlanan Türkçe kitaplar, Hollandaca yazan Türk yazarların ikiyüzlülüğe karşı tavır alışları başta olmak üzere, 60 yıllık göç tarihinde bilinmeyen bir çok hatıra konuşulanlar arasındaydı.

Konuşulan konuların hepsini burada ele alma imkânım yok. Ancak, bir kaçına değinerek ‘bilgi ağaçları’nın, yaşları ilerlemesine rağmen, hâlâ nelerle mesgul olduklarını anlatmaya çalışayım.

Bir kaç ay önce, Hollanda Temsilciler Meclisi’nde gündeme gelen ve verilen gensorularla gece saatlerine kadar tartışılan, Hollanda’ya dışarıdan karışma, yani diaspora casusluğu tartışılmaya devam ediyor. Konu, her ne kadar Hollanda Türk kuruluşları tarafından takip edilmese de, Hollanda STK’ları tartışmaya devam ediyorlar. Programlarla sanki Hollanda kamuoyu, ileride karar vericilerin bu yönde alacakları kimi kısıtlayıcı kararlara hazırlanıyor. Durum böyleyken göçmenlerin, hele hele Türk kuruluşlarının, baharın gelmesiyle ‘kermes’ organizasyonlarına odaklanmaları oldukca düşündürücü.

21 Mart Dünya Irkçılıkla Mücadele Günü vesilesiyle, ertesi gün Amsterdam’da büyük bir yürüyüş yapıldı. Onbinlerin katıldığı yürüyüşe Hollandalıların katılımı yüzde 75, yüzde 80 civarındaydı. Çoğunluğu gençlerden oluşmaktaydı. Göçmenlerin, hele direk ırkçılık ve ayrımcılığın kurbanı olan Müslümanların katılımı, her yıl olduğu gibi bu yıl da sınırlıydı. Sanki Vergi Dairesinde ayırımcılığa uğrayan onlar değildi. Ancak, yürüyüşe Hollandalıların yoğun katılımları, gelecek açısından rahatlatıcı bir işaretti.

Hollanda’da 4 Mayıs akşamı, İkinci Dünya Savaşı’nda vefat edenler anıldı. Amsterdam Dam Meydanı’nda saygı duruşu yapıldı. Ancak bu yıl, geçtiğimiz yıllara göre alternatif anma törenleri de yapıldı. Örneğin hükümet merkezi Den Haag’ta yapılan alternatif törenlerde, sadece geçmişte yaşanan soykırım değil günümüzde yaşanan soykırım da lanetlendi. Bosna Hersekli bir vatandaş, Bosna’da nasıl toplu katliam yapıldığını anlattı. Hollanda hükümetinin, İsrail ile ilgili ikiyüzlü tutumu, yazarlar, düşünürler ve eski siyasetçiler tarafından eleştirildi. Bu çercevede, örneğin Hollanda medyasında tanınan, kitapları ödül alan Murat Işık sosyal medya hesabında, “Hollanda’nın İsrail soykırımını destekleyerek yaşananlara ahlaki ve siyasi ortak oluşunu görmek insana acı veriyor” paylaşımını yaptı.

Bunlar, Hollanda’nın gündeminde olan aktüel başlıklardır elbette. Ancak, 60 yıllık göç tarihinde bilinmeyen ya da az bilinen o kadar sosyal gelişme var ki; örneğin Hollanda üniversitelerinde yabancı kökenlilere uygulanan kısıtlayıcı yasanın kaldırılması, eşit maaş hakkının alınması, Temsilciler Meclisi’nin işgal edilmesi, Amsterdam Fatih Camii’nin alınmasına tepki gösreten yüzlerce mahalle sakininin ikna edilmesi bunlardan sadece bazıları.

Saçları dökülmüş, yaşları ilerlemiş ancak hepsi kendi çapında tarih yapan ve yazan bu ‘bilgi ağaçları’na kulak verilmeli ve kıymetleri bilinmeli…

Veyis Güngör
10 Mayıs 2025  

Scroll naar boven
Scroll naar top