Gurbet Ölümleri…

Gurbet Ölümleri” sadece değerli romancımız Hasan Kayıhan’ın bir kitabının adıyla sınırlı değil.
Öyle ki, Kayıhan’ın bahsettiği, Türklük bilinciyle, milletine yabancılaşmamış, bir ömür boyu kimliğini korumuş sayısız kahraman var Avrupa’da. Onlar sessiz, sedasız, gösterişsiz, hilesiz, hurdasız, işinde gücünde bir hayat yaşarlar. Verdikleri mücadelede öne çıkmazlar. Hak yemezler. İnsan olmaya gayret ederler.

Ve bu insanlar yaşadıkları gibi, bir gün hiç beklenmedik bir anda dünyadan çekip giderler.
Her ölüm soğuktur. Ama böyle yaşayanların ölümü daha da soğuk olur. İnsanın içi parçalanır, boğazı düğümlenir.
İşte böyle bir ölüm, geçtiğimiz hafta sonu Amsterdam’da gerçekleşti.
1980’li yıllarda Amsterdam’da aktif olan Demokratik Türk Gençlik Derneği kurucu başkanı, Karaman’lı Davut Gülgün, geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı.

Amsterdam ülkücülerinin, özellikle 1980’li yıllarda aktif olanların yakından tanıdığı Davut Gülgün, bir ömür boyu Amsterdam Oost’da ikamet etti. Son nefesine kadar, Amsterdam’da otobüs şoförlüğü yaptı. Amsterdam Oost Ulu Camii cemaatindendi.
Beklenmedik vefatı sevenleri arasında büyük üzüntüye yol açtı. Nitekim, yine Amsterdam Oost’dan Aksaraylı Ali Rıza Karacaer, Davut Gülgün’ün vefat haberini alınca, içinde şu dörtlünün de yer aldığı bir şiir aktardı:

DAVUT…
“Sen her kötülüğe çok çok uzaktın,
Dostları kendine, hasret bıraktın,
Sen sevgi dolu, güzel bir yürektin,
Ezel yurdunu anlatmadın Davut…”

Sevgi dolu, güzel yürekli Davut’un vefatı ister istemez bizi geçmişe, ilk tanıştığımız döneme, birlikte kader ve ülkü birliği yaptığımız 1980’li yıllara götürdü elbette.

1981, 1982 yılları. ..  Türkiye’den yeni geldim. Tanıdığım beş on kişiden birisi Davut Gülgün’dü. Diğerleri ise Hüseyin Aydın, Ramazan Tunç, Bünyamin Coşkun, Mehmet İşler, İbrahim Yalçın… Hepimiz Türkiye’nin farklı yerlerinden gelmiştik Amsterdam’a. Kader bizi ülkücü dünya görüşünde birleştirmişti. Ülküdaşlık her türlü bağın üzerindeydi. Yalnızlık psikolojisine düşmemek için birbirimize sımsıkı sarılmıştık.

1981 yılında Ceintuurbaan ile Oosterpark’ı birbirine bağlayan ‘de Ruyschstraat’daki ülkücülerin derneği bir sabah saat 06.30 sularında Türk ve Hollandalı solcuların işbirliğiyle, camları tahtalarla çakılarak kapatılmıştı.

Amsterdam’da devam edebileceğimiz bir dernek yoktu. Davut ve üç, beş arkadaş Amsterdam Oost’daki Ulu Camii imamı İsa hocayla birlikte, hafta sonu akait derslerine başladık. Ders çıkışı, aynı binanın zemin katındaki Milliyetçi Türk İşçileri Cemiyeti’ne de her hafta uğruyor, orada Ali Rıza Karacaer, Baki Bilgiçli, Hikmet Yıldızeli, Mustafa Kasırga gibi isimlerle sohbet ederdik. Bu sohbetler, o günkü cemiyet yönetimini rahatsız etmişti.

Aynı yıllarda, Türkiye’den gelen mektuplarda, 12 Eylül askeri cuntasının cezaevlerine koyduğu ülkücüler ve yakınları için yardım toplamamız yönünde istekler geliyordu. Ancak hiç birimizin geliri yoktu. Davut, her hafta çöplerden demir, bakır, alüminyum gibi atılmış eşyaları toplayıp, paraya çevirip Türkiye’ye gönderelim fikrini ortaya attı. Yaz tatiline kadar bu işi yaptık. Davut, elde edilen parayı yaz tatilinde beraberinde götürüp teslim etti.

Yine bu dönemde Amsterdam ülkücüleri mavi bir minibüs satın aldılar. Satın alan 11 kişiden birisi de Davut Gülgün’dü. Bu minibüsle hafta sonunda diğer şehirlerdeki derneklerin seminerlerine katılıyorduk.

1983 yılında de Clerqstraat’da Hollanda Türk Dostluk Derneği faaliyetlerinde, Karamanlı Davut Gülgün ile Sivaslı Salih Kaya’nın baklava yeme yarışmaları hâlâ hafızalarımızda. Aynı çatı altında müzik, tiyatro ve folklor ekipleri kuruldu.

1984 yılında Amsterdam’da Davut Gülgün’ün başkanlığında Demokratik Türk Gençlik Derneği’ni kurduk. Derneğe bir bina verilmesi için Amsterdam Belediyesi ile unutulmaz ve çetin bir mücadeleye girdik. Ulusal basın hemen hemen her hafta bu dernekten bahsetti. 

1987, 1988 yıllarında esen şimal rüzgarlarıyla hepimiz bir yerlere savrulduk. Amsterdam’ın Doğusuna ve Batısına yayıldık. Arada bir görüştük elbette. Ve yıllar sonra 22 şubat 2025 Cumartesi akşamı Amsterdam Nizami Alem Süleymaniye Camiinde ‘kadim dostlar’ olarak toplandık, hasret giderdik ve bir hatıra fotoğrafı çektirdik. İşte o hatıra fotoğrafında yer alan gruptan Davut Gülgün ebedi aleme göç etti. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Davut’u her zaman hayırla yâd edeceğiz, anacağız ve hatırlayacağız. Çünkü o, temiz yürekli birisiydi. Gök kubbede hoş bir seda bıraktı ve gitti…

Veyis Güngör
23 Haziran 2025

Scroll naar boven
Scroll naar top